| İyi bunu müzede yapıp taşıma işinden mahrum kalmadık. | Open Subtitles | الشىء الجيد أننا لم نفعل هذا فى المتحف ونحرم أنفسنا من الرفع |
| Sanırım çocuk yapmadığımız iyi olmuş. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الجيد أننا لم يكن لدينا أطفال |
| İyi haber; neredeyse altı aydır hiçbir muhbirimizi kaybetmedik. | Open Subtitles | الخبر الجيد أننا لم نفقد مخبراً خلال 6أشهر, |
| İyi ki bu dikenli şeye inmemişiz. Müthişti, değil mi? | Open Subtitles | مِن الجيد أننا لم نهبط على هذه الصباره أليسَ هذا جُنوناً؟ |
| İyi ki çocukken tanışmıyorduk, çünkü senden hoşlanmazdım. | Open Subtitles | من الجيد أننا لم نكن نعرف بعضنا عندما كنا صغار -لما كنت استلطفتك |
| Onu geri Piper almak gerekir çünkü, biz vermedi iyi iyisidir. | Open Subtitles | من الجيد أننا لم نفعل هذا لأننا (سنحتاج إليه لإسترجاع (بايبر |
| Ondan kurtulmanı söylemiştim. Hiç iyi bir şey yapmadık. Göğsünde sıkışma var. | Open Subtitles | أخبرتك أن تتخلصي منها - من الجيد أننا لم نفعل - |
| Sanırım boşanmamız iyi bir şeymiş. | Open Subtitles | حسنا، أظن من الجيد أننا لم نتطلق. |
| Tamam, belki onu öldürmediğimiz iyi olmuştur. | Open Subtitles | STEEL: حسنا، ربما كان من الجيد أننا لم يقتلها. |
| İyi ki içki içmemişiz beraber. | Open Subtitles | من الجيد أننا لم ننتقل لذلك الشراب |
| İyi ki onu yok etmek için güçlerimizi kullanmak zorunda kalmadık, yoksa Clay bunu görürdü. | Open Subtitles | الأمر الجيد أننا لم نستعمل قدراتنا لقهرها و بطريقة أخرى ( كلاي ) لم يرى قدراتنا |
| İyi ki kimse içmedi. | Open Subtitles | من الجيد أننا لم نكن نشرب |
| İşin iyi tarafı artık ona FT-28'i satmak zorunda değiliz. Ailesi haklıydı. | Open Subtitles | (من الجيد أننا لم نعطه (أف تي 28 قط، كان والداه على حق |
| İyi ki kalem almamışız. | Open Subtitles | -سأذهب -من الجيد أننا لم نحضر لك القلم |
| İyi ki hep birlikte gelmemişiz. | Open Subtitles | من الجيد أننا لم نحضر جميعاً |