"الحاجة" - Traduction Arabe en Turc

    • ihtiyaç
        
    • ihtiyacı
        
    • gerek
        
    • ihtiyacım
        
    • ihtiyacın
        
    • ihtiyacımız
        
    • anda
        
    • ihtiyacını
        
    • zorunda
        
    • ihtiyacınız
        
    • zaman
        
    • gerekiyor
        
    • ihtiyacından
        
    • gerekirse
        
    Sağlık Etki Fonu, yeniliği daima en çok ihtiyaç duyulan yöne kanalize edecektir. TED يوّجة صندوق التأثير الصحي الإبتكار دائمًا. في الاتجاه الذي تشتدُّ فيه الحاجة إليه.
    Bu tür insanlar, diğerlerinin beklentilerine uymak için bir ihtiyaç hâlindedirler. TED الكمالية المفروضة مجتمعيًا هي الحاجة القاسية لأن تكون ما يتوقعه الآخرون
    Zamanında sebebi ya da ihtiyacı önemsenmeyen pek çok adamın, istekli olmadığını anladım. Open Subtitles لقد إكتشفت ذلك مبكراً أن معظم الرجال بقض النظر عن السبب أو الحاجة
    Onun, İslami kuralların yasakladığı altın bir yüzük taktığından ve FBI'ın onu tanımlarken bu hususa değinmediğinden söz etmeye bile gerek yok. Open Subtitles بدون الحاجة لذكر أنه كان يلبس خاتم ذهبى وذلك محرم حسب الشريعة الأسلامية ولم يذكر أبدا فى وصف مكتب التحقيقات الفدرالى له
    Sorun şu ki potansiyelini arttırmak için yatırıma ihtiyacım vardı. Open Subtitles لكن المشكلة كانت . الحاجة للإستثمار التجاري لتطوير هذه الإمكانات
    Ve aklıma gelen ilk şey, ihtiyacın asla değişmediği, ama ilişkilere uyguladığımız yolların ve içeriğinin çok fazla değişime uğradığı. TED ولهذا إذاً كان أول شيء أفكر به بأن الحاجة لا تتغير، ولكن المضمون والطريقة التي نُخضِع بها علاقاتنا تتغير بكثرة.
    Beni rahatsız eden onlara en fazla ihtiyacımız olan zamanda gelmeleri. Open Subtitles أنه يزعجني أنها أظهرت الحق عندما كنا في أمس الحاجة إليها.
    Sanki hep en güçsüz olduğunuz, yardımlarına en çok ihtiyaç duyduğunuz anda gelirler. Open Subtitles غالباً ما يأتون عندما تكون في أضعف حالاتك وتكون في أمس الحاجة لمساعدتهم
    Sanki hep en güçsüz olduğunuz, yardımlarına en çok ihtiyaç duyduğunuz anda gelirler. Open Subtitles غالباً ما يأتون عندما تكون في أضعف حالاتك وتكون في أمس الحاجة لمساعدتهم
    İhtiyaç? Birine ihtiyaç duymak tam olarak ne demek ki? Open Subtitles أقصد الحاجة , ماذا يعني ان تحتاج لشخص ما ؟
    Ah, evet, bu hastanın, neden organ nakline acil ihtiyaç duyduğuna geri dönelim. Open Subtitles , نعم , لنعد إلى الحاجة الضرورية للمريض للحصول على جراحة زرع ضرورية
    İhtiyacı olan başka birine yardım et ve ödeşmiş sayılalım. Open Subtitles قم بمساعدة من هم بأمس الحاجة لها، وكذلك سنكون نحن
    Sana çok ihtiyacı var şimdi, hiç olmadığı kadar . Open Subtitles وهو في أمس الحاجة اليك الآن اكثر من اي مرة
    Ziyafeti bölen tek şey arada bir gerek duyulan nefes alma ihtiyacı. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يقاطع الوليمة هو الحاجة لأخذ نفس بين الحين والآخر.
    Rathbone gibi insanların Polis gücünden cerrahi olarak alınması gerek. Open Subtitles الناس يحبون أن تكون الحاجة راثبون ازالتها جراحيا من القوة.
    Tüm aileye yetecek kadar yer olduğunu söylemeye gerek yok. Open Subtitles بدون الحاجة إلى الحديث يوجد العديد من الغرف للعائلة بأكملها
    ..çaresizce programı tamir edecek kodlamayı tanıyan birilerine ihtiyacım oldu. Open Subtitles كنت في أمس الحاجة لشخص على دراية بالتكويد لإصلاح برمجتهم
    Gerçek bir şeyin yerini tam almaz ama ihtiyacın olduğu zaman hazırdır. Open Subtitles ليست بديلا عن الشيء الحقيقي، لكنها على استعداد ومتاحة عند الحاجة إليها.
    Fırtınaya yaklaşmamız için daha büyük bir şeye ihtiyacımız var. Open Subtitles نحن ستعمل الحاجة شيء أكبر للحصول على قرب تلك العاصفة.
    Yani sonunda sattığınız şey bu çiftçilerin gerçek yerel ihtiyacını yansıtıyor. TED لذا ما تبيعه في النهاية يعكس الحاجة المحلية الفعلية لهؤلاء المزارعين.
    Televizyon bir çiftin konuşmak zorunda olmadan birbirlerine katlanmalarını sağlayan evlilik yardımıydı. Open Subtitles هذا الجهاز الذي يساعد أي زوجين على تحمل بعضهما دونما الحاجة للحديث
    Sizin sinirinizi boşaltacağınız daha iyi bir yola ihtiyacınız var Open Subtitles يا رفاق الحاجة إلى البحث عن طريقة أفضل لتصفيه الخلافات.
    Dilediğim şekilde yönlendirebildiğim için gerektiği zaman belirli noktaları yumuşatabilirim. Open Subtitles تُغفل أني طالما بوسعي التلاعب بشعراتي فبوسعي تجعيدهنَّ عند الحاجة.
    Kız kardeşim sizlere yol gösterebilecek bir tane yetiştirdi, yükselmesi gerekiyor. Open Subtitles لقد قامت أختى بتربية رجلاً قادراً على القيادة عندما تستدعى الحاجة
    Bu kültürün korunması ihtiyacından esinlenerek baterinin, genç çocuklar ve kızlar için önemini öğretiyorum. TED مستوحاة من الحاجة للحفاظ على الثقافة أنا أقوم بتعليم مغزى وأهمية الطبول للفتيان الصغار والنساء والفتيات
    - Nihayet. Bu adamla ileri gitmeyeceğim ama gitmem gerekirse de giderim. Open Subtitles لن أمضِ ولو برهة برفقة هذا العجوز، لكن سأفعل إن دعتني الحاجة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus