"الحاجة لذكر" - Traduction Arabe en Turc

• bahsetmiyorum bile
• söylemiyorum
• bahsetmeye gerek
• bile gerek
• söylemeye gerek
• söz etmiyorum bile

Suyun ZBZ kızları için oldukça soğuk olduğundan bahsetmiyorum bile.
بدون الحاجة لذكر الماء متجمّد جداً لـ زي بي زي.

İyileştirme gücünden istifade etmekten bahsetmiyorum bile.
بدون الحاجة لذكر إمكانية تَسخير قوَّتِه للشَفَاء

Bir daha doğru düzgün yürüyebilmenin imkansız olduğunu söylemiyorum bile.
دون الحاجة لذكر حقيقة أنه يجعل المشي باستقامة مستحيلا للأبد

Bunların izolasyon ve sürekli acının eşliğinde gerçekleşen şeyler olduğunu söylemiyorum bile.
هذا دون الحاجة لذكر الألم البدني المستمر وعيش تجربة الشعور بالعزلة.

Lazeri etrafa saçarsa bizim de havaya uçacağımızdan bahsetmeye gerek yok.
بدون الحاجة لذكر إذا حرك الليزر حول المكان سننفجر

Onun, İslami kuralların yasakladığı altın bir yüzük taktığından ve FBI'ın onu tanımlarken bu hususa değinmediğinden söz etmeye bile gerek yok.
بدون الحاجة لذكر أنه كان يلبس خاتم ذهبى وذلك محرم حسب الشريعة الأسلامية ولم يذكر أبدا فى وصف مكتب التحقيقات الفدرالى له

- Sana bir sürü mesaj bıraktık. - Dolabındaki notu söylemeye gerek yok.
تَركنا لك رسائلَ بدون الحاجة لذكر المُلاحظات على خزانتِكِ

Erotizmden söz etmiyorum bile.
معطر، بالخصوبةِ، بدون الحاجة لذكر الإحساس أَو حتي الإثارة الجنسية.

Espri anlayışı var, empati gösteriyor bomba yapımıyla ilgisiz bir hobisi olduğundan bahsetmiyorum bile.
.. لديه إحساس بالمرح والتعاطف بدون الحاجة لذكر أنه ليس لديه هواية صُنع القنابل

Evet, banka hesabımı boşaltmasından bahsetmiyorum bile.
نعم، حَسناً، بدون الحاجة لذكر الحمل يُقلعُ حسابي المصرفي.

- Yaptığın diğer çılgınlıktan bahsetmiyorum bile.
بدون الحاجة لذكر هذا الهراء الآخر ؟ ما هو الهراء الآخر ؟

Beni yargılayan insanların sabit bakışlarından bahsetmiyorum bile.
بدون الحاجة لذكر النظرات السريعة من الناس الذين ينتقدونني

Göz yaşı dökeceğin şeylerden bahsetmiyorum bile.
بدون الحاجة لذكر الأشياءالتي يُمْكِنُ أَنْ تجْعلَك تَبْكي

Konuşmamı kaçırmama şu kadar kaldığını hiç söylemiyorum.
بدون الحاجة لذكر شيئ، أنا هنا لأنهي الموضوع لاني متأخره على خطابي

İhmalkarlığı ve küfür etmesini söylemiyorum bile.
بدون الحاجة لذكر الإهمال والإهانة الكلامية

O tavşan adinin tekiydi. Yol tarifini paskalya yumurtasına çizmesini söylemiyorum bile.
ذلك الأرنبِ كَانَ عديم القيمةَ، بدون الحاجة لذكر كَتبَ الإتّجاهاتَ على بيضة الفصحِ،

Parasal yansımalarından bahsetmeye gerek bile yok.
دون الحاجة لذكر الخسائر المالية

Yaptığım işin güvenliğinden bahsetmeye gerek yok.
بدون الحاجة لذكر أمن شغلي.

"Elektriksel sinir gazı" olarak veya daha sonradan "Taos Vızıldaması" diye anılan silah uygulamasından bahsetmeye gerek yok.
بدون الحاجة لذكر الذي كأسلحة محتملة التطبيق الذي هو أشير إليه... ك"غاز أعصاب كهربائي" أو قد يكون وراء "ما يسمّى بدندنة تاوس."

Bunu hala yapıyor olmanızın, ne kadar iğrenç olduğunu söylemeye bile gerek yok.
دون الحاجة لذكر أنه من المقرف أنكما لاتزالان تمارسان الحبّ

Şu küçük şeyden bahsetmeye bile gerek yok.
بدون الحاجة لذكر هذه المادة الصغيرة هنا. [رييس] أنت كنت تخطّط لفتحه، الآنسة.

Harika olduğunu söylemeye gerek yok.
من دون الحاجة لذكر أنها مضحكة.

Evet, birkaç bankaya el attığını da söylemeye gerek yok.
نعم، بدون الحاجة لذكر سرقة مصرفين.

Kentucky'deki üçüzü olan akrabalarından söz etmiyorum bile.
بدون الحاجة لذكر أقاربك في كنتاكي مع ثلاثة توائم