"الحالةِ" - Traduction Arabe en Turc

    • dava
        
    • durumda
        
    • davayı
        
    • durum
        
    • davada
        
    • davaya
        
    • vak
        
    • durumu
        
    Kötü bir dava zaten. Ama konu bu değil. Open Subtitles تلك الحالةِ تَنْتنُ على أية حال، لَكنَّه لَيسَ النقطةَ.
    Ajan Smoot un dediğine göre, siz olmadan bu dava çözülemezmiş. Open Subtitles آي . يَقُولُ الوكيلُ سموت ليس هناك طريق هو يُمكنُ أَنْ يَأخُذَ كسّرتْ هذه الحالةِ بدونك.
    Bu durumda uzay haritanız böyle görünürdü. TED حسناّ، في تلكَ الحالةِ ستبدو الخريطةُ هكذا
    Bu akşam buraya, davayı düşünmemen için geldik. Open Subtitles جِئنَا هنا أَنْ يُصبحَ رأيك مِنْ الحالةِ.
    Sanırım bu durum birilerinin yararsız ve aptalca... bir şeyler yapmasını gerektiriyor. Open Subtitles أعتقد هذه الحالةِ تَتطلّبُ بالتأكيد بادرة عقيمة وغبية جداً يمكن عملها ببعض الأشخاص
    davada beni rahatsız eden bir şey var, tam olarak bilemiyorum, ama o berber dükkanına tekrar dönmek isterdim. Open Subtitles هناك شيء يُزعجُني بشأن هذه الحالةِ. أنا لا أَستطيعُ وَضْع إصبعُي عليه، لَكنِّي أَحبُّ العَودة إلى ذلك دكانِ الحلاق.
    Hazır siz buradayken sizi de davaya dâhil edebilir miyim? Open Subtitles الآن، هَلْ لي أَنْ تَمْلأْك في على الحالةِ في المتناول؟
    Bu vak'a niye bu kadar ilginizi çekti? Open Subtitles الذي تَهتمُّ لذا في الحالةِ الأصليةِ؟
    Bu yüzden belki de bu durumu avantaj olarak görmeli ve... Open Subtitles لذا لَرُبَّمَا نحن يَجِبُ أَنْ نَأْخذَ فائدةَ هذه الحالةِ وتَستكشفُ حقاً...
    Bu dava hakkında her şeyi öğrenmek için iki saatin var. Open Subtitles عِنْدَكَ ساعتان للتَعَلّم كُلّ شيء الذي أنت يُمْكِنُ أَنْ حول هذه الحالةِ.
    Melissa, bu dava için 6 aydır birlikte çalışıyoruz. Open Subtitles ميليسا، نحن نَبْني هذه الحالةِ سوية لستّة شهورِ. ماذا يجري؟
    Her ne kadar bu dava umduğumuz gibi son bulmasa da, verdiğiniz hizmetlerden dolayı teşekkür ederiz. Open Subtitles وبالرغم من أنَّ هذه الحالةِ لَمْ تنتهي بالضبط بالطريقة التي تأملناها أنا شاكرة لخدماتكَ.
    Jim, kadın bana öyle şeyler söyledi ki... bu dava hakkında bunları bilmesi imkansız. Open Subtitles جيِم، أخبرتْني أشياءَ بأنّها لا تَستطيعُ أَنْ تَعْرفَ من المحتمل حول هذه الحالةِ.
    - Neye? Aslında bu dava dikkatimi çekmeye başlıyor. Open Subtitles أَبْدأُ في الحقيقة للإِهْتِمام بهذه الحالةِ.
    Bu durumda, kurallara katlanmak zorundasın. Open Subtitles في تلك الحالةِ يَجِبُ أَنْ تَلتزمَي بهذه القواعدِ
    Böyle bir durumda... sanırım hepimiz gitmeliyiz. Open Subtitles في هذه الحالةِ أعتقد إنه يَجِبُ أَنْ نغادر كُلّنا
    Bu durumda hiç bir kanıt yoktur suça katılımı daha önce bahsedilen olaylarda ve dolayısıyla onun bilinçli ve gönüllü olduğuna dair her hangi kanıt yoktur adli olaylarda katkısı... Open Subtitles في هذه الحالةِ ليس هناك دليل لإشتراكِ المُتَّهمينِ في الأحداثِ المَذْكُورةِ سابقاً،
    Bu davayı kazanmak zorundayız. Hiçbir şey için değilse bile, iç huzuru için. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نَرْبحُ هذه الحالةِ لراحةِ البال، على الأقل.
    Bunu kanıtlarsam bu davayı kazanırım. Open Subtitles الآن، تَعْرفُ، إذا أنا يُمْكِنُ أَنْ أثبتْه، هذه الحالةِ لي.
    Zar fotoğraflarımın üstüne durum belirleyicilerini koymayı unutmuşum. Open Subtitles نَسيتُ وَضْع معرّفونِ الحالةِ على صورِ نردِي.
    Ama kabul etmelisin ki bu davada her şey var. Open Subtitles لَكنَّك يَجِبُ أَنْ تَعترفَ هذه الحالةِ لَها هي كُلّ:
    Ve bir gün sonra da davaya olan tek bağlantımız gaz odasında kendine bir sandalye çekecek. Open Subtitles بَعْدَ يوم، إتّصالنا الوحيد إلى الحالةِ سَيَسْحبُ a كرسي في غرفةِ الغاز.
    Bu vak'ada ise kan yerleştirme teorisi geçerli tek açıklama gibi duruyor. Open Subtitles ورغم ذلك، في هذه الحالةِ الجديدةِ، بَعْض الواسعِ مؤامرة نباتِ دمِّ التفسير الفعّال الوحيد. التركيب بإِنَّهُ يَجِبُ أَنْ يَكُونَ الدمّ الذي نحن نَتحدّثُ عنهم،
    Bu yeni durumu bir şekilde ayarlamamız gerektiğini biliyordum. Open Subtitles عَرفتُ بأنّنا يَجِبُ أَنْ افْهمَ هذه الحالةِ الجديدةِ في وقتٍ ما.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus