- Görebileceğin üzere şu anki işimden pek mutlu değilim. | Open Subtitles | كما ترى، لستُ سعيداً نوعاً ما في وضع مُهمّتي الحاليّة. |
Bu inşa etmenin zor olduğu senaryolardır, şu anki yapım teknikleri işe yaramaz, çok büyük, çok tehlikeli, çok pahalı, çok fazla parçalı. | TED | هذه هي السيناريوهات حيث يصعب البناء، ولن تكون تقنيات البناء الحاليّة ناجعة، الأمر ضخم، خطير جدا، مكلف جدّا و به الكثير من الأجزاء. |
Artık şu anki hâlimi kabullenip hayatımın geri kalanını yaşamaya başlamanın bir yolunu bulmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | فإنّي مع الوقت سأتقبل شخصيّتي الحاليّة وأجد طريقة للبدء بمعايشة بقيّة حياتي |
şimdiki halini görebilir miyim Iütfen? | Open Subtitles | هل أستطيع رؤية الصور الحاليّة من فضلك ؟ |
Şef, bir şeyler yapmalısın şimdiki karım içeride. | Open Subtitles | ،أيّها القائد يجب عليك عمل شيء مّا ! زوجتي الحاليّة هُناك |
Sadece transferi onaylamak için mevcut fondan yararlananların imzaları gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج فقط لموافقة المنتفعين بالوديعة الحاليّة لإجراء التحويل. |
Sadece, Marcus'la işler bir nevi iyi gitmedi ve ben özel hayatımın şimdilik özel kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | الأمر ومافيه أنّ الأمور مع (ماركوس) قد انتهت منذ فترة بسيطة، وأودّ حقاً إبقاء حياتي الخاصّة خاصّة للحظة الحاليّة... |
Şu an olduğun kızı bir zamanlar ki hâline tercih ediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تفضّلين شخصيّتكِ الحاليّة عمّا كنتِ قبلًا |
şu anki durumunda öyle. | Open Subtitles | ليس في حالته الحاليّة. |
şu anki durumumdan ben de pek hoşnut değilim ama size olduğunuz yerde ihtiyacım var. | Open Subtitles | لستُ سعيداً جداً حيال ظروفي الحاليّة أيضاً، لكنّي أحتاجك حيث تتواجد الآن. |
Evet, tabii, şu anki değeri üzerinden değerlendirilecek. | Open Subtitles | أجل، بالطّبع، وسيتِم تقيمها بالقيمة الحاليّة |
Şaşırmadın mı? şu anki hislerini tarif edebilir misin? | Open Subtitles | أبوسعك وصف مشاعرك الحاليّة الآن ؟ |
Elisa'nın çok kötü bir sırrı var. şu anki teorim, o Michael Jackson'ın çocuklarının anası olması. | Open Subtitles | إليسا تملك سرّاً فضيعاً، نظريّتي الحاليّة أنّها أمّ أولئك الأطفال "جاكسون" |
şu anki bulunduğunuz yerlerden çok daha iyi bir yere. | Open Subtitles | أفضل بكثير من معاقلكم الحاليّة نمسكُ بـِ(تيلمان)، |
Çünkü eski hâliyle şimdiki hâli bir. | Open Subtitles | لأنّ حالته السابقة هي الحاليّة. |
- şimdiki karısı da, Yamagata'da. | Open Subtitles | زوجته الحاليّة في ياماجاتا |
Sadece transferi onaylamak için mevcut fondan yararlananların imzaları gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج فقط لموافقة المنتفعين بالوديعة الحاليّة لإجراء التحويل. |
Sadece, Marcus'la işler bir nevi iyi gitmedi ve ben özel hayatımın şimdilik özel kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | الأمر ومافيه أنّ الأمور مع (ماركوس) قد انتهت منذ فترة بسيطة، وأودّ حقاً إبقاء حياتي الخاصّة خاصّة للحظة الحاليّة... |