"الحبوب" - Traduction Arabe en Turc

• hapları
• haplar
• hap
• tahıl
• ilaç
• gevreği
• ilaçları
• hapı
• ilaçlar
• haplardan
• gevrek
• haplarını
• hapların
• haplara
• fasulye

Derin okyanustaki en yaygın balığın yani besin zincirinin en altındakinin bu zehirli hapları yutup yutmadığını öğrenmek istedik.
أردنا أن نعرف إذا كان أكثر الأسماك شيوعًا في المحيط العميق في قاعدة السلسلة الغذائية يبتلع هذه الحبوب السامة

Şimdiye kadar beyni etkilemenin üç yolu vardı: terapistin koltuğu, haplar ve bıçak.
كان هناك ثلاث طرق لمحاولة التأثير على المخ: ملمس الأريكة، الحبوب المعالجة، وسكيناً

Bir dakika, sen hap bağımlısı olup okulu bırakan kız mısın?
إنتظري, أنت تلك الفتاة التي أدمنت على الحبوب وبعد ذلك طردت

Dikkat ederseniz, bu şehirlerin tüm maddi ve manevi yaşamı onların hayatta kalmasını sağlayan tahıl ve hasat tarafından şekillendirilmektedir.
لذلك, إن أحببتم, فإن جميع مظاهر الحياة الروحانية و المادية لهذه المدن سيطر عليها الحبوب و الحصاد اللذان حافظا عليهم.

Bir kızın dikkatini çekmek için bir dolu ilaç içtim.
ابتعلت الكثير من الحبوب لأجذب انتباه امرأة، هل تصدق ذلك؟

Üzgünüm, babalık. Önemsiz insanları mısır gevreği kutularının üstüne basmıyorlar.
آسف يا أبي، لا يضعون صور المغمورين على علب الحبوب.

Hormon iğnelerini olan ben ilaçları alan ben, araştırmaları yapan ben, doğurganlık konusunda sorun yaşayan kadınlarla konuşan yine ben!
أنا آخذ الهرمونات و الحبوب و أنا من أقوم بالبحث، و أنا من أحادث كل النساء التي تواجه مشاكل بالإنجاب

Biraz önce altı buçuk günlük doz uyku hapı aldım.
أنا بلعتها توا تعادل ستة أيام ونصف من الحبوب المنومة.

Madem boktan iğneyi dağıtacaklardı, ...ne diye hapları önceden verdiler?
لم لا نأخذ الحبوب مسبقاً عوضاً عن استعمال الحقن ؟

hapları satış fiyatının çok altına alıyorsun ve satıcılara tanesini 6 pounddan kakalıyorsun.
تقوم بشراء الحبوب بجزء من سعر البيع وتبيعهم للتجار بقيمة 6 جنيه للواحدة

İyi bir gecede dört saat uyuyabiliyorum. Uyku hapları yardımcı olur düşündüm.
ليلة سعيدة عندي ان نمت 4ساعات قلت ربما الحبوب المنومة قد تساعدني

haplar ve salatalar ile beslenmekten dolayı gerçekten de yarı açtı sanırım.
أظن أنه كان نصف جائع حقاً من العيش على الحبوب و السلطة

Evet, hadi yukarı çıkalım. Ama haplar daha az korkmanı sağlamaz.
تفضل، لنصعد إلى الطابق العلوى، ولكن الحبوب لن تجعلك أقل جنباً

Belki de o kadar çok esrar içtin ve hap yuttun ki artık hiçbir söylediğin veya yaptığın şeyi hatırlayamıyorsun.
أو ربما كنت تدخن كثيرا وتبرزت الكثير من الحبوب لا يمكنك تذكر أي شيء تقوله أو تفعله أكثر من ذلك.

hap bağımlılığı, başarısız olan bir kariyer bozulmuş evlilik, kaybedilmiş burs yaşlılık
إدمان على الحبوب المخدره مسيرة قانونية فاشله زواج فاشل فقدان منحة دراسية

Ayrıca, bu amaçla bir okul yapılması için arazi sağlanacak ve yanında her yıl 60.000 tahıl tanesi verilecek bu yeterli gelir, değil mi?
أيضا ، سيتم توفير الأراضي لبناء مدرسة لهذا الغرض معا بستمائة الف من أحجارِ الحبوب كل سنة هذا يجب ان يكون كافي اليس كذلك

İçeri 6 kutu tahıl almak isteyen bir adam girmiş.
رجل دخل إلى السوق أراد شراء 6 علب من الحبوب.

Eğer daha fazla ilaç alırsam gerçekleri anlatacak halim kalmayacak.
أنا لستُ قادرة على قول الحقيقة بعد تناول هذه الحبوب

Bana kalsa, her gün mısır gevreği yiyip çırılçıplak dolaşırlardı.
لو أنه عائد إلي سيأكلون الحبوب كل يوم ويلبسون صناديق

Muhtemelen uykuya daldım, uyandığımda uykulu olduğum için yanlış ilaçları aldım.
من المحتمل أنني غفوت، وصحوت بعدها وتناولتُ الحبوب الخطأ أثناء نومي

O buraya gelmeden önce annen yüksek dozda uyku hapı içmiş.
قبل قدومها الى هنا تناولت والدتك جرعة قاتلة من الحبوب المنومة

Mide ekşimesi, alerji ve buna benzer şeyler için yeni ilaçlar deniyorsun.
يمكنك ان تختبر الحبوب الجديده ضد الحساسيه أو أي شئ أخر ..

Ve diğerleri senin çantanda, ama haplardan sonraki Meeta 2 yüzünden!
والأشياء الأخرى التي في حقيبتك تكون بسبب ميتا 2.0 بعد الحبوب

Altı ay sonra bebeklere havuç suyu ile karıştırılmış kahvaltılık gevrek sunulmuş ve yerlerkenki yüz ifadeleri gözlenmiş.
بعد ستة أشهر، تم إعطاء الرضع خليطا من الحبوب وعصير الجزر، وتمت مراقبة تعابير وجوههم بينما كانوا يتناولونه.

O kadar sinirlenmiştiniz ki belki de tansiyon haplarını aspirinle değiştirdiniz.
محبطا جدا لدرجة ربما انك بدلت الحبوب الخاصة بضغط دمه بالاسبرين

O mavi hapların seni kör edeceğini biliyorsun, değil mi?
تعرف أن تلك الحبوب الزرقاء ستعميك ، أليس كذلك ؟

haplara bayılıyor. Bir gün eve gelip yemekte ne var diye sordum.
انها مدمنه على الحبوب احد الايام سالتها ماذا يوجد للعشاء قالت :

Aynı şey mısır, fasulye ya da tarla bitkileri için söylenebilir.
الموضوع مشابه إذا تكلمنا عن الذرة أو الحبوب أو حقول المحاصيل.