| Hayır. İstediğin kadar konuş. Önce dokunulmazlık istiyorum. | Open Subtitles | لا ، لن اقول اى شىء قبل حصولى على الحصانه |
| Dediğim gibi, kilisenin dokunulmazlığı konusunda dinle bağdaşmayan müdahalelere karşı ısrarcı olmaya devam edeceğiz ve ısrarcı da olmamız gerekir çünkü bu dokunulmazlık Tanrı tarafından emredilmiştir. | Open Subtitles | وأقول بأنَنَا سنواصِل الإصرار على حصَانة الكنيسه مِن التدخُل العلماني وسَوف نواصِل الإصرار لأن الحصانه |
| Taleplerinizde anlaşsak bile, dokunulmazlık asla onaylanmayacaktır. Elbette onaylanacak. | Open Subtitles | حتى ان وافقت على مطالبك شرط الحصانه لن يقبل ابداً |
| Bu bile yalnız başına, davadan muafiyet ve Tanık Koruma Programı ile ortadan kaybolmak için haklı nedendir. | Open Subtitles | و يريد وحده الحصانه الكليه من الادعاء و يريد ان يختفي دوره من تلك المنظمه و يدخل في برنامج حمايه الشهود |
| Kovuşturmada muafiyet, karımın Almanya'dan gizlice çıkartılması kimlikler ve yeni bir hayat. | Open Subtitles | الحصانه, فى حاله اتمام القضيه سيفرجوا عن زوجتى فى المانيا وسنعيش حياتنا بهويات جديده |
| Eğer ona dokunulmazlık önerirlerse elektrik şebekesinden zararlı yazılımı etkisizleştireceğini söylüyor. | Open Subtitles | سيبطل الفايروس من مركز الطاقة اذا عرضو عليه الحصانه |
| - dokunulmazlık alana kadar bir şey söylemem. | Open Subtitles | -انا لن اقول اى شىء حتى احصل على الحصانه |
| Kongre üyesine dokunulmazlık talep eden bir protokol. | Open Subtitles | مُذكره تعرض الحصانه على عضو الكونجرس |
| Davamdan dokunulmazlık talep ediyorum. | Open Subtitles | انا اطلب الحصانه من الملاحقه القضائيه |
| FBI dokunulmazlık teklifini kabul etmedi değil mi? | Open Subtitles | الفديراليون رفضو اعطائي الحصانه صحيح؟ |
| Diplomatik dokunulmazlık! | Open Subtitles | الحصانه الدبلوماسيه |
| Brody'nin dokunulmazlığı olduğunu farzedersek bu dokunulmazlık neye karşı verildi söyler misiniz? | Open Subtitles | حسناً، على افتراض انه حصل على الحصانه .... هل بإمكانُكي على الاقل إخبارنا iحصانه من ماذا ؟ |
| - Diplomatik dokunulmazlığı olur. | Open Subtitles | ولا ننسى الحصانه الدبلوماسيه أيضًا |