Aslında biz de çekirgeye benzer bir lezzete sahibiz; karidesler, yüksek bir fiyattan satılan bir lezzet. | TED | في الحقيقة, نحن نهتم بالدقة وهذا يشبه إلى حد كبير الجندب : الروبيان، طعمه شهي يباع بثمن مرتفع. |
Ve aslında, biz yaşamın ilk iki yılıyla çok ilgiliyiz, çünkü bu yatkınlıklar otizme dönüşmeyebilir. | TED | وفي الحقيقة , نحن مهتمون جدا بالسنتين الأولتين من الحياة, لأن هذه الاحتمالات لا تتحول بالضرورة إلى التوحد. |
Aslında biz başka birşey düşündük. | Open Subtitles | في الحقيقة .. نحن قررنا الذهاب في اتجاه آخر |
biz aslında bu profili ölçmeye ve Toryum'u tespit etmeye çalışıyoruz. | TED | في الحقيقة نحن نحاول قياس هذا الملف وإكتشاف الثوريوم. |
Aslına bakarsanız, delil yetersizliğinden suçlamayı düşürdük. | Open Subtitles | وفي الحقيقة نحن أسقطنا التهم بسبب نقص الأدلة |
Aslında biz Lucknow da yaşarız. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن نعيش في لكنو لكن هذة ساحة جاندي، |
Aslında biz de senin için yapabileceğimiz bir şey var mı diye merak ediyorduk. | Open Subtitles | فى الحقيقة نحن الذين نريد ان نفعل شى لكى |
Aslında biz de yemeği getiren kişi için burdayız. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن هنا بخصوص من يوصل الطعام.. |
Biz düşmanın değiliz. Aslında, biz senin tek dostunuz. | Open Subtitles | لسنا العدوّ بل في الحقيقة نحن أصدقاء الوحيدين |
Aslında biz Vegas Suç Laboratuvar'ından geliyoruz. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن هنا من مختبر لاس فيغاس للجرائم |
Aslında, biz otizmle ilişkili 300 ile 600 gen bulunduğuna inanıyoruz, genlerden ziyade genetik anomaliler diyebiliriz. | TED | بالتوحد. في الحقيقة, نحن نعتقد أنه سيكون هناك ما بين الثلاثمائة و الستمائة وحدة وراثية مرتبطة بالتوحد, والشذوذات الوراثية, أكثر بكثير من من مجرد وحدات وراثية. |
Aslında biz sadece arkadaşız. | Open Subtitles | كلاّ، في الحقيقة نحن مجرد أصدقاء رائعين |
Aslında, biz de Ramgarh'a gitmek istiyorduk. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن نود الذهاب إلي راماجها. |
- Sahi mi? Aslında biz çok farklı insanlarız. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن لسنا متشابهين كثيرا |
Bu doğru. Aslında biz kardeşiz. | Open Subtitles | هذا صحيح فى الحقيقة نحن اخ واخت |
Aslında biz boşandık. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن مطلقان – ثم ماذا ؟ |
Aslında biz yalnızca konuşuyorduk. Şimdi bizi rahat bırakır mısın? | Open Subtitles | فى الحقيقة, نحن فقط نتحدث لكن,إنكنتلاتمانع... |
biz aslında, ah... biz şimdi akşam yemeğine gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن في الحقيقة .. نحن ذاهبان للعشاء الان |
Ama biz aslında diğer muamele peşindeyiz. | Open Subtitles | لكن في الحقيقة نحن نريد... الخدمة الأخرى. |
Aslına bakarsanız, bir şeyi yayınlamadan önce doğrulatırız. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن نتاكد من المعلومات أكثر من مرة قبل نشرها |
Aslına bakarsanız, silah çalındıktan sonra temasa geçilen ilk kişinin müvekkiliniz olduğundan oldukça eminiz. | Open Subtitles | في الحقيقة , نحن واثقون تماما بأن موكلك كان أول شخص اتصلت به بعد سرقة هذا السلاح |