| Niyetleri iyi olsa da gerçek insanların neler çektiğinden haberleri yok. | Open Subtitles | ينوون الخير، لكنهم لا يملكون فكرة عما يعاني منه الناس الحقيقيون |
| O halde bunun gerçek inananlar için hesap günü olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | اذا انتى تعلمين ان ذلك يعنى بالنسبة للمؤمنون الحقيقيون هو الخلاص |
| gerçek hayatta kalanlar, sen ve ben gri bölgelerde yaşarız. | Open Subtitles | أما الناجون الحقيقيون مثلك انت وأنا فنعيش في درجات الرمادي |
| Nasıl bir gerçek polis Eyalet Savcısı ile görüşebilir ki? | Open Subtitles | هل تعلمين ماذا يقول رجال الشرطة الحقيقيون عن مكاتب المحامة؟ |
| gerçek polislerin burada yaptığı bütün iyi işleri siler atar. | Open Subtitles | ستمحي كل الأعمال الجيدة التي قام بها رجال الشرطة الحقيقيون. |
| Biz gerçek katillerin, sahte katilin duruşmasına mı gitmemizi istiyorsun? | Open Subtitles | تريدينا نحن ، القاتلون الحقيقيون الذهاب لمحاكمة القتل الوهمية ؟ |
| Ve hala gerçek liderlerin böyle kişiler olduklarına inanırım. | TED | وما زلت اؤمن ان الجنود الحقيقيون هم كذلك |
| Fakat gerçek uzmanlık bulguda bulunur. | TED | لكن الخبراء الحقيقيون موجودون في الأدلة |
| Konut yapımının gerçek ustaları, Dokumacı kuş diye adlandırdığımız bir kuş grubudur ve onlara bu ismin verilme sebebi yuvalarını dokuma şeklidir. | TED | ومحترفو بناء المساكن الحقيقيون هم مجموعة طيور نسميهم طيور الحبّاك، وتم تسميتهم هكذا بفضل طريقة نسجهم أعشاشهم. |
| Bebekliğin erken dönemlerindeki böyle şeyler gerçek bebeklerde olur. | TED | أشياء مثل هذه في البداية المبكرة للرضع تحدث مع الرضع الحقيقيون. |
| gerçek insanlar başkalarının iznini istemeden kendi hayatlarını nasıl yaşayacaklarını bilirler. | Open Subtitles | الرجال الحقيقيون يعرفون كيف يعيشون حياتهم دون طلب اذن من اي احد |
| gerçek Roma'lılar yok oldu. | Open Subtitles | كانهم آلات. لقد اختفي الرومانيون الحقيقيون. |
| gerçek sahipleri ise, Cleveland'dan Lakeville Road Grubu, Miami'deki dostumuzdur. | Open Subtitles | المالكون الحقيقيون هم جماعة لايكفيل رود من كليفلاند و صديقنا فى ميامى |
| İşler zorlaşınca gerçek arkadaşlarının farkına varırsın. | Open Subtitles | عندما تتعقد الأمور؛ تكتشف أصدقائك الحقيقيون |
| gerçek rahipler gelene kadar. | Open Subtitles | حتى يقوم القساوسة الحقيقيون بالظهور، نحن بآمان |
| Çöplüğün de çocukları olur mu? Tıpkı gerçek insanlar gibi? | Open Subtitles | وهل الحثالة أمثالكم يرزقون بالأطفال مثل الناس الحقيقيون ؟ |
| Getirin onu, gerçek asker nasıl davranırmış öğrensin. | Open Subtitles | أحضريه , لنريه ماذا يفعل الجنود الحقيقيون في المعركة |
| Eğer küçük bir eğlence ile başa çıkamayacaksan, dünyadaki gerçek siktiri boktan adamların seninle alay ettiği zaman ne yapacaksın? | Open Subtitles | إذا أنت تَآْذي لهذا بأنّك سَتَجْعلُ متى اللقطاء الحقيقيون هَلْ يَضِعُ على هناك؟ |
| gerçek kahramanlar dışarıda, gündüz çalışıp, gece önemli işler yapıyor. | Open Subtitles | الأبطال الحقيقيون هم في الخارج هناك يكدحون ليل نهار على الأمور الأكثر أهمية |
| İnsanlar asıl tasarımcılardı. Bir gecede, Kahire posterler, işaretler ve grafitilerle kaplanmıştı. | TED | كان الناس هم المصممون الحقيقيون وبين ليلة وضحاها، اكتسحت الملصقات القاهرة، بالإضافة إلى اللافتات والرسومات الحائطية. |
| Beverly Hills avukatları. Esas sahipleri eski Lakeville Road grubu ve Miami'deki dostumuz. | Open Subtitles | المالكون الحقيقيون هم جماعة لايكفيل رود من كليفلاند و صديقنا فى ميامى |
| Haber verdiğimde hazır olun yeter. Hakiki inançlılar sadece. | Open Subtitles | فقط تأكد أنك مستعد عندما أقول المؤمنون الحقيقيون فقط |