"الحماقات" - Traduction Arabe en Turc

• aptalca
• saçma
• saçmalık
• zırvaları
• pisliği
• saçmalığı
• pislikleri
• saçmalıklara
• saçmalığa

Sonunda şöyle dedim, "Striker, hayatta çok aptalca şeyler yaptın."
واخيرا قلت لنفسي : سترايكر لقد عملت الكثير من الحماقات

Burada her şey aptalca yürütülüyor, hatta insanı hasta ediyor.
الشرطة كرروا تلك الحماقات نفسها ما أغبى تصرفهم يا رب

Yaptığın onca rezillikten sonra herhalde bu en aptalca olanı.
مِن بين كلّ الحماقات التي فعلتها، لابدّ أنّ هذا أضعفها.

Beni böyle saçma bir şeyle karşı karşıya bırakman ilk değil.
لم تكن هذه المره الأولى .. ليس لدي الوقت لمثل هذه الحماقات

Sana ultimatom vermiyorum ya da herhangi bir saçmalık.
انا لا اعطيك إنذار اخير او اي من هذه الحماقات

Her gece teleskobundan bakıp, bu zırvaları dinliyor.
كل ليلة نفس القصة يستمع إلى تلك الحماقات

Denizaşırı ülkelerdeki fabrikalarda bu pisliği yapmak için çalışan çocuklar.
الاطفال الذين يعملون في المصانع ماوراء البحار ليصنعو لنا هذه الحماقات

Bu saçmalığı yayan çocukları okuldan uzaklaştırın. ama bunun acısını takımdan çıkarmayın.
عاقبي الفتى الذي نشر تلك الحماقات لكن لا تلقِي العقاب على الفريق

Bu benim ilk ticari amaçlı Noel'im, ve bütün pislikleri istiyorum.
أنه أول كريسماس تجاري و أريد كل الحماقات

Daha Atrianlar kasabaya gelmeden bu saçmalıklara mı başladınız?
الاتريين ليسو في البلدة حتى الأن وأنت تقوم بفعل هذه الحماقات ؟

Erkekler çok aptalca şeyler yapar. Okyanustan korkarım ben.
إن الرجال يفعلون مثل هذه الحماقات إننى أخاف المحيط

Bundan rahatsız olup harçlığını kestiğimde ise daha da aptalca davranışlarda bulundu.
عندما رفضت، قطعت علاوتها، إرتكبت بعض الحماقات الكبيرة

Çoğu zaman kokainle kafa buluyorlardı. aptalca şeyler yapmaya başladılar. En kötüsü de Blue'ydu.
كانوا جميعاً يتعاطون الكوكائين باستمرار كانوا يرتكبون الحماقات ,وكان بلو أسوأهم

Bazı sebeplerden dolayı, bugünlerde aptalca işler yapıyorum.
لسبب ما لا أدريه أرتكب بعض الحماقات هذه الايام

aptalca birşey yapmaya kalkma
فقط ماحصل في الكتاب هلا تذهب وتترك هذه الحماقات

Bundan daha iyisini yazamazdım. Şu aptalca cümleyi söyleme lütfen.
قلت لكي جو لايمكنك ان ارجوك لاتتفوه بتلك الحماقات

Gerçekten dürüst ve kendime saygılı olmaya çalıştım, ve şimdi onlar tamamen farklı, saçma bir şeye çevirmek istiyorlar.
حاولتُ حقًا أن أكون صريحًا و أحفر بأعماق نفسي ، والآن انهم يسعون لتحويلها الى قطعة أخرى من الحماقات الزائفة

Suçu kim işlediyse; sıkıcı, saçma sapan işi de yapar.
أيًا منكما قام بارتكاب الجريمة، وارتكب الحماقات المملة.

bunu Tanrı'ya sorsaydınız bence bunun saçmalık olduğunu söylerdi.
فإجابته ستكون بأن ما قلته هو مجموعة من الحماقات

Tüm sene duyduğum saçmalık bu işte.
هذه هي الحماقات التي كنتُ أحصل عليها منها طوال العام

Kurul bu tip zırvaları sever
إنهم يحبون مثل هذه الحماقات فى المحكمه

Bu pisliği açığa çıkaramam.
لا أستطيع تسريب أي من هذه الحماقات

Sanırım geçen ayki o saçmalığı resmen unutuyoruz.
إذا، أظن أننا انتهي بشكل رسمي من تلك الحماقات التي حدثت في الشهر الماضي؟

Ve biliyorsun, pislikleri temizlek beni sinirlendirir.
وأنتَ تعرف بأن أخذ الحماقات يزعجني عليكِ فقط أن تسترخي

Biliyor musunuz... bütün bu saçmalıklara rağmen yine de çocukluğumu... sihirli bir dönem olarak hatırlarım.
-حسنا ، أتعرفين ، رغم كل شيء الحماقات المصاحبه لتلك المواقف أتذكر فترة طفولتي

"O yüzden bir şey yapılması gerektiğini düşünmüyoruz." saçmalığa bakar mısınız.
أو بعض الحماقات لذلك لم نعتقد أو إي شيء آخر تم تبريره كأنه تقول ما هذا الهراء