| Ayrıca Kendi derslerini verip toplantılara katılarak Güney Amerika boyunca seyahat etti. | TED | حيث سافر إلى جنوب أمريكا لحضور التجمعات السياسية لالقاء الخطابات الخاصة به. |
| Korkudan delirmek üzere. Sen onu ikna ettiğin için - Kendi rahatını bozuyor. | Open Subtitles | إنّه خائف تماما ، إنّه يترك منطقة الراحة الخاصة به لأنك أقنعته بذلك |
| "Kayıp," yani kardeşi Kendi lakros sopasında boylu boyunca kanını buldu. | Open Subtitles | بل أعني أنّ أخته وجدت عصا اللاكروس الخاصة به مضرجة بدمائه. |
| Banka bu süreçte Kendi sürdürülebilirlik politikalarını zedeledi. Ama 130 milyon dolar civarında para kazandı. | TED | البنك الدولي ينتهك سياسات الاستدامة الخاصة به في هذه العملية، ولكن ذلك حصل حوالي 130 مليون دولار. |
| Her öğrencinin notlarını takip ederek değil, problem çözerek, gruplar halinde çalışarak, Kendi keşfetmesini ve potansiyelini en üst düzeye çıkarmasını amaçladık, not peşinde koşmasını değil. | TED | ركزنا على حل المشاكل , العمل في مجموعات كل طالب يكتشف و يزيد على إمكاناته الكامنة الخاصة به و ليس ساعيا وراء الدرجات |
| Başarı insanın Kendi istediklerinin yanında ana figürleri de memnun etmeye dayalı olurdu. | TED | ان النجاح هنا هو عبارة عن ارضاء الرجال العظام في المجتمع وهو مرضٍ كما هو الامر عندما يقوم الانسان بخياراته الخاصة به |
| Kendi çubuklarını bile kullanmama izin verdi. | Open Subtitles | حتى أنه سمح لي بإستعمال أعواد الأكل الخاصة به |
| Sonunda tüm Almanyayı, Kendi kafasında hayal ettiği Kendi demiryolu modeli gibi görmeye başladı. | Open Subtitles | ورأى كل ألمانيا خلال نموذج .. السكك الحديدية الخاصة به |
| Kıvrıldığını veya Kendi kan dokusunda büzüştüğünü keşfettik. | Open Subtitles | لقد اكتشفنا والملتوية أو الملتوية حولها في إمدادات الدم الخاصة به. |
| Her İngiliz'in evi Kendi kalesidir. | Open Subtitles | كل منزل لمواطن إنجليزي هو قلعته الخاصة به |
| Kendi gizlilik anlaşmasını ihlal ediyor ve Amerikan tarihindeki en büyük toplum sağlığı reformu davasında esas şahit. | Open Subtitles | ويقوم بخرق اتفاقية السرية اللعينة الخاصة به وهو الشاهد الرئيسي في أكبر موضوع صحة إصلاحي عام |
| Ve tekrar, bu devasa hava ordusu yola çıkıyor ve her yarasa uçsuz bucaksız Kongo ormanlarındaki Kendi yuvasına geri dönüyor. | Open Subtitles | بعدها، مرةً أخرى، يُقلع الأسطول الجوي الهائل، يعود كل خفاشٍ لرقعته الخاصة به من غابات الكونغو الشاسعة. |
| Bu durumda, Kendi çakrasıyla ölür. | Open Subtitles | ستقتله التشاكرا الخاصة به على هذا المستوى |
| Herkesin eşsiz bir tonu vardır, Kendi kişisel tonu. | Open Subtitles | كل شخص منا يملك نغمته الفريدة، نغمته الخاصة به |
| Evet, o sadece sana Kendi V.I.P sini göstermek istiyor, Ne demek istediğimi anladıysan tabi. | Open Subtitles | نعم .. هو يريد ان يريكِ الشخصية الهامه الخاصة به .. اذا فهمتِ ماذا اعني |
| Pain-sama şu anda Kendi tekniğiyle köyde yağmur yağmasını sağlıyormuş. | Open Subtitles | فأن الزعيم بين جعلها تمطر في القرية بواسطة الجتسو الخاصة به |
| Derse sokamıyorlar çünkü sıkılıp Kendi adımlarına başlıyor. | Open Subtitles | لا يستطيعون أن يضعونه في صف, لأنه يضجر بسرعة وبالتالي يقوم بخطواته الخاصة به |
| Onu sınıfa yerleştiremezsin, sıkılır, Kendi adımlarını yapar.. | Open Subtitles | لا يستطيعون أن يضعونه في صف، لأنه يضجر بسرعة وبالتالي يقوم بخطواته الخاصة به |
| Paramı ve pasaportumu aldı, ...ve beni yanında sürükledi beni Kendi özel emlakçısı diğer şeyler için kullandı. | Open Subtitles | و أخذ أموالي و جواز سفري و ثم جعلني أقله في الأنحاء و استخدمني على أني وكيلة العقارات الخاصة به |
| Sonra, bir kez daha, bu muazzam hava filosu havalanır ve her yarasa uçsuz bucaksız Kongo ormanlarındaki Kendi bölgesine geri döner. | Open Subtitles | بعدها، مرةً أخرى، يُقلع الأسطول الجوي الهائل، يعود كل خفاشٍ لرقعته الخاصة به من غابات الكونغو الشاسعة. |