"الخطر الحقيقي" - Traduction Arabe en Turc

• Asıl tehlike
• Gerçek tehlike
• Asıl tehdit
• gerçek tehdit
• gerçek tehlikeyi
• Tehlikeli
• Esas tehlike

Asıl tehlike, bu kapıların ardında içeride değil.
الخطر الحقيقي خارج هذه الابواب وليس في الداخل

Asıl tehlike radon gazı olduğu anlaşılınca başladı.
فجاء الخطر الحقيقي عندما إنهار الرادون

Tüm bu oyundaki tek Gerçek tehlike aslında ona aşık olman.
الخطر الحقيقي الوحيد في هذه المسرحية هو أن تقع في حُبها

Asıl tehdit o!
إنه الخطر الحقيقي!

gerçek tehdit olan Autobot'ların ay üssüne saldırmaktan, çok daha kolay olurdu ulu Megatron.
وأكثر سهوله يا ميجاترون العظيم من الهجوم علي الخطر الحقيقي القاعدة القمرية للأوتوبوت

Ancak hala gölgelerde saklanan gerçek tehlikeyi görememiştim.
التي كانت تطاردني لكنني لازلت لم ارى الخطر الحقيقي الذي لا اعرفه

Anlayacağın şu an ev sahipleri için Tehlikeli olan ben değilim, sensin.
كما ترى، في هذه اللحظة، الخطر الحقيقي للمضيفين ليس أنا، بل أنت.

Birazcık. Esas tehlike ben uyurken gelip suratımı parçalama ihtimali.
.بعض الشيء الخطر الحقيقي هو أن يعض وجهي وأنا نائمة

Asıl tehlike sendin.
الخطر الحقيقي هنا كان أنت

O zaman Asıl tehlike sensin Delphine.
(إذاً فأنتِ الخطر الحقيقي يا (ديلفين.

Asıl tehlike ne biliyor musun Duck?
الخطر الحقيقي (داك) ؟

Görünüşe göre tehditler her zaman yırtıcılardan gelmiyordu. Bazen Gerçek tehlike en umulmadık yerden gelir.
،يبدو أنَّ التهديدات لا تأتي دائماً من المفترسين يأتي الخطر الحقيقي أحياناً من أكثر الأماكن بعيدة الإحتمال

"Gerçek tehlike dışarıda mı, içeride mi?"
هل الخطر الحقيقي هناك أو هنا ؟

Gerçek tehlike istila olasılığı değil.
الخطر الحقيقي ليس إحتمالية الغزو

Karşı karşıya olduğumuz gerçek tehdit bu!
هذا هو الخطر الحقيقي الذي نواجهه

Masadaki son gerçek tehdit sensin.
أنتَ الخطر الحقيقي الوحيد على الطاولة.

Dünya, Suriye'deki gerçek tehlikeyi görecektir IŞİD örgütünü.
العالم يعرف الخطر الحقيقي في (سوريا) وهي الدولة الإسلامية المزعومة

Esas Tehlikeli olanlar ise senin gibi kendi kendine yeten tipler.
الوحيد ذو الخطر الحقيقي الشخصية المتحفظة من أمثالك

Esas tehlike yerin üzerinde değil, yalnız gökyüzünün üzerinde.
الخطر الحقيقي ليس على الأرض، لكن في السماء الشمالية.