fantezi tamam ama benim işim seni doğru yolda tutmak. | Open Subtitles | الخيال جيد، ولكن وظيفتي هي أن أبقيك على المسار الصحيح |
fantezi kontrolle ilgili değildir ve ateş her zaman yanmaz. | Open Subtitles | الخيال لا يعني أن تكون المسيطر، والنار لا تحرق دائماً. |
İste bu hayal gücü eksikliği. İngiliz İmparatorluğu'nun çöküş sebebi. | Open Subtitles | هذا النوع من العجز في الخيال الذي أغرق الامبراطورية البريطانية |
Göreceğiniz üzere her ne zaman "fantazi/hayal" yükselme gösterse "işsizlik" de aynı şekilde yükselme gösteriyor. | TED | وسوف ترون انه في كل مرة الخيال والتخيل يرتفع خرائط لارتفاع حاد في معدلات البطالة. |
Her ikisi de tüm bağlarımızın hayali olduğunu ve yeniden canlandırılabileceğini hatırlatarak hayal gücüne hayat veriyor. | TED | كلاهما يجلبان الخيال إلى الحياة بطرق تذكرنا بأن كل روابطنا في النهاية تم تخيلها وبالإمكان إعادة تخيُلها. |
Bana söylemedi çünkü gerçeğin kurgudan daha kötü olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | لم يخبرني لأنه يعلم أن الحقيقة ستكون أسوأ من الخيال |
Hayır tatlım. Romantik bir fantezi. | Open Subtitles | لاياحبيبتي، إنه الخيال الرومانسي ..أتخيل أنني البواب، وأنت |
fantezi kısmının ise seninle hiçbir ilgisi yoktu. | Open Subtitles | لذا ، ذلك الجزء الخيال ليس له علاقة بك على الإطلاق |
Bazen fantezi gerçeklikten daha iyidir carter. | Open Subtitles | في بعض الأحيان الخيال أفضل من الواقع يا كارتر |
Kimileri bu hisse cinsel fantezi der. | Open Subtitles | و الذي ينتج شعورا ً يمكننا تسميته: الخيال الجنسي. |
Çünkü, fantezi bitemez. | Open Subtitles | لذا , لماذا قتلهم ؟ لأن الخيال لا يمكن أن يدوم |
Bu kadar hayal gücü olan... bir kız daha önce görmemiştim. | Open Subtitles | لم أسمع من قبل عن فتاة لديها هذا الكم من الخيال |
Şanslıyız ki, hayal gücü gemimiz bizi uzay ve zamanda her yere götürebilir. | Open Subtitles | لحسن حظنا سفينة الخيال خاصتنا بإمكانها ان تأخذنا حيث نريد في المكان والزمان |
Fakat iddia makamı tezini fantazi üzerine kuruyor, gerçekler üzerine değil. | Open Subtitles | لكن الولاية بنَت قضيتها على الخيال وليس على الحقائق. |
Büyük bir fantazi | Open Subtitles | ضرب من الخيال تحولت منذ مدة طويلة إلي ساحقة |
Biyolojik temelli endüstriler inşa etmek için kullandığımız doğada bulunan üretim yöntemlerinin nasıl hayali ve ilham verici olduğunu görmeye başlayabilirsiniz. | TED | إذن لكم أن تروا كيف يبدأ الخيال وطرق الإلهام لتوظيف الطبيعة يمكن توظيفها في صناعات معتمدة على الطبيعة. |
Bilim kurgudan hep ilham almışımdır. | TED | لطالما كان الخيال العلمي مصدرًا لإلهامي. |
Çocuklarımız ve öğretmenlerimiz hayal gücünün ve merakın gücünü uyandırmaktansa rutin düzeni takip etmek için teşvik ediliyorlar. | TED | وهي تشجع الأطفال والمدرسين على اتباع خوارزميات روتينية بدلاً من إثارة قوة الخيال والفضول. |
Afrikalılar için evlerinden çıkan bilim kurgu güce giden irade olabilir. | TED | إن الخيال العلمي النابع من الوطن، بالنسبة للأفارقة، هو إرادة القوة. |
Bir mucit olarak fanteziyi gerçeğe dönüştürmeye çalışıyorum. | TED | وكمخترع، أحاول أن أُحوّل الخيال إلى حقيقة. |
Ancak teorik çerçeveyi anlıyorum Catherine ve hayal gücüne hayranlık duyuyorum. | Open Subtitles | لكنني أفهم الإطار النظري للتجربة يا كاثرين و معجب من الخيال |
Şu anda Hayalet'in Cortina'da olduğuna... 10,000 frank bahse girmeye hazırım. | Open Subtitles | أنا راغب لمراهنتك 10,000 فرنك الذي الخيال في كورتينا في هذه اللحظة بالذات. |
Sadece cinsel bir fanteziydi, Sean, bir yaşam fantezisi değil. | Open Subtitles | لقد كان الخيال الجنسي، شون، وليس ضربا من الخيال الحياة. |
Her zaman hizmetçiyle aşk yaşamak gibi bir fantezim vardı. | Open Subtitles | نعم.حسنآ كان لدي دائما هذا الخيال حتى احصل على المساعده |
Karakterler hayattan daha büyükler, tıpkı peri masallarında olduğu gibi. | TED | الشخصيات أكبر من الحياة، مثلما هو الحال في قصص الخيال. |
Şöyle diyor, "Bazı yanlış inaçlar ve Hayaller yüzünden gelecekteki hallerimizi göz ardı edebiliriz." | TED | إذ قال " ربما قد نكون اهملنا أنفسنا مستقبلا بسبب بعض الفشل من الثقة أو الخيال ". |
Bu fantezinin doğasını anlayabilirsek, bir sonraki hedeflerini tahmin etme şansımız olur. | Open Subtitles | لو استطعنا فهم طبيعة هذا الخيال ربما نكون قادرين على توقع اهدافه |