Herkes bunu yapıyor. İnsanların dava ettikleri bir bombalı eylem var. | TED | هناك تفجير، يبدأ الناس بعدها برفع الدعاوى. |
Ben inç dökme gelen dava tutmak için yapabileceğiniz tüm vardı ise, belki de, makul bir açıklama davranış dün için... | Open Subtitles | هذا كل ما يمكننى فعله قبل أن تبدأ الدعاوى القضائية فى التدفق إذا كان هناك شرح معقول لتصرفك بالأمس |
Ve moda tasarımcıları tarafından açılan birçok davayla da karşı karşıya kaldılar fakat o davalar genelde moda tasarımcıları tarafından kazanılmaz. | TED | ولقد واجهوا العديد من الدعاوى القضائية، لكن هذه الدعاوى في الغالب لا يكسبها مصممي موضة الأزياء. |
açılan bir sürü hukuk davasından ve yöre halkının verdiği mücadelelerden bahsetmeyeceğim. | TED | سأتقدم سريعا نحو الأمام وأتجاوز الكثير من الدعاوى القضائية والكثير من المشاركات في المجتمع المحلي. |
Siz de elbiseleri getirin. | Open Subtitles | الحصول عليه مصححة تصل. تذهب الحصول على الدعاوى. |
Belki öyle ama, bahane davaları bile kaydın birer parçası oluyorlar. | Open Subtitles | ربما، ولكن حتى الدعاوى ذات الحجج الواهية تصبح جزءًا من السجل |
Onca davalardan ve medyanın kötü yaklaşımlarından sonra Roma Katolik Kilisesi artık rahiplere şeytan çıkartmayı öğretmiyor bile. | Open Subtitles | بعد كل الدعاوى و أهتمام وسائل الأعلام الكنيسة الكاثوليكية لم تعد حتى تعلم الكهنة كيفية طرد الأرواح الشريرة |
Ailelerin neden dava açmadığı belli oluyor. | Open Subtitles | فليس من المستغرب أن الأقرباء انخفض الدعاوى القضائية. |
Eminim çevredekiler dava açmak için eylem planlarlar. | Open Subtitles | فلتراهن أنّ السكّان المحليّين سيغرقوا في رفع الدعاوى |
dava açan birini bulmak için ne yapmalı? | Open Subtitles | وكيف يجد المرء أؤلئك أصحاب الدعاوى القضائيّة ؟ |
Bütün o dava ve karşı davalar yüzünden, ...hiçbir enstitü bana dokunmuyor. | Open Subtitles | شكرا لكل هذه الدعاوى و المرافعات لا توجد مؤسسة ستلمسني |
Aleyhine binlerce dava açılmış. | Open Subtitles | الآلاف من الدعاوى القضائية قد أقيمت ضده الآن |
Şimdi size soruyorum, Bayanlar ve Baylar, davalar ve negatif toplum etkilerinden, kurtulup daha yeni ayaklarımızın üzerine basmaya başlamışken, bu iyi arkadaş oyuncağını tekrar pazara sürmenin mantıklı bir tarafı var mı? | Open Subtitles | والآن أنا أسأل، أيها السيدات والسادة، بعد كل الدعاوى القضائية، والدعاية السلبية، وبعد ان استعادت الشركة عافيتها أخيرا، |
davalar savaş gibidir. - Bu kadar basit. | Open Subtitles | الدعاوى القضائية هى حرب ، هكذا بكل بساطة. |
kurbanların ailelerinin her zamanki davaları uzun davalar sonucu ödenme durumu olan tazminatlar. | Open Subtitles | سوف يأتي المقبل الدعاوى القضائية المعتادة من الأقرباء ... تتمحور حول مسؤولية المنتج |
Bana açılan bütün tazminat davalarını tek bir klasör altında topladı. | Open Subtitles | نظم كل الدعاوى القضائية المرفوعة ضدي في قضية جماعية واحدة |
En kısa sürede elbiseleri bulup, ...buradan gidelim. | Open Subtitles | فقط تفعل ذلك بسرعة. في أقرب وقت أجد هذه الدعاوى عميقة، نحن قبالة. |
Bence hayalet elbiseleri var. | Open Subtitles | انه يبدو وكأنه قد أمتلك بعض الدعاوى |
Avukatlar, beklenmedik durumlarda, hasta gerçekten kötü durumda olduğu için duruma sempati duyan bir jüriyle büyük anlaşmalar yaparak büyük paylar kazanmayı umarak davaları almaktadırlar. | TED | المحامون يتبنون الدعاوى على أمل الحصول على حصة كبيرة من تسوية من قبل هيئة محلفين متعاطفة ، لأن هذا المريض انتهت أموره بشكل سيئ حقا. |
Bu arada da senin Amerika'da avukatlık yapamayan itibarı sıfır olan bir ortağın olacak ve bu da önümüzdeki beş yıl içinde davalardan alacağın kârı bloke edecek. | Open Subtitles | في الوقت الحالي، سيكون لديكم شريك لايمكنه ممارسة مهنته في أمريكا وسمعته قد وصلت إلى الحضيض وذلك سيقيد مكاسبكم من الدعاوى |