"الدقيق" - Traduction Arabe en Turc

    • un
        
    • kesin
        
    • unu
        
    • Mikro
        
    • hassas
        
    • dikkatli
        
    • tam olarak
        
    • ince
        
    • titiz
        
    • buğday
        
    • mikro-dünyayı
        
    tahılınız 500 gram yada bir kilo olsa bile, onu sizin için öğütür. un değirmenleri bu kadar küçük miktari öğütmez. TED لو كان لديك 500 جرام أو كيلوجرام، سوف يطحنها لك؛ لان مطاحن الدقيق لن تقبل بهذه الكمية القليلة لتطحنها.
    Yağ bugün bitecek, iki günlük un ve on tane patatesimiz kaldı. Open Subtitles تبقى لنا يوم أخير من مخزون الزيت و يومين من الدقيق و عشرة من البطاطس
    Yağ bugün bitecek, iki günlük un ve on tane patatesimiz kaldı. Open Subtitles تبقى لنا يوم أخير من مخزون الزيت و يومين من الدقيق و عشرة من البطاطس
    Böylece, başarılı bir toplu taşım haritası için, kesin gösterime bağlı kalmamalıyız ama onları beynimizin çalıştığı şekilde tasarlamalıyız. TED إذا، من أجل خريطة مواصات عامة ناجحة يجب أن لا نلتزم بالتمثيل الدقيق و لكن نصممها بطريقة عمل عقولنا
    Eğer seni mutlu edecekse unu eleyebilirsin. Open Subtitles نعم ، بإمكانك أن تنخل الدقيق .. ياحبيبي إذا كان ذلك سيجعلك سعيداً
    "Mikro işlemci"yi icat edenlerin çoğunu tanıyorum ve TED أعرف الكثير من الأشخاص الذين اخترعوا المعالج الدقيق
    İçindeki hassas yapılar ve yollar; anıları, duyguları ve temel işlevleri belirler. Open Subtitles في الداخل، سنرى التركيب الدقيق والممرات التي تحدد الذكريات، المشاعر، والحركات الأساسية.
    un stokunu tükettik. Bir haftaya etimiz ve fasulyemiz biter. Open Subtitles . أوشك الدقيق على النفاذ بعد أسبوع لن يكون لدينا لحم خنزير ولا فاصوليا
    Hayır , baba.. yemin ederim. Bu adama bir torba un verdim. Open Subtitles لا، أبى، أقسم أعطيت هذا الرجل حقيبة الدقيق
    Lavaboyu tamir ederken un tenekesini görmüştüm. Open Subtitles عندما كنت أعالج التسرب، لاحظت إناء الدقيق
    Çünkü bize un lazım. Çok fazla un. Open Subtitles لأننا سنحتاج الى دقيق الكثير جدا من الدقيق
    Mutfaktan biraz un çaldığım için başım belaya girmez. Open Subtitles لا يمكن ان أتورط في مشاكل بسبب سرقة الدقيق من المطبخ
    Şu un olayı ve diğer şeyler, bunun için değil miydi? Open Subtitles ألم يكن هذا الغرض من الدقيق و كل ما فعلت؟
    DNA'ları yoluyla bize, bu çok eski jeolojik olayları nasıl zamanlandıracağımız konusunda kesin bir model ve ölçü veriyorlar. TED وأعطتنا من خلال الحمض النووي لديها، هذا المقياس والنموذج الدقيق لكيفية تاريخ ووقت هذه الأحداث الجيولوجية القديمة.
    Cevap evrenin kesin şekline, taşıdığı karanlık enerji miktarına ve genişleme oranındaki değişikliklere bağlıdır. TED تستند الإجابة على الشكل الدقيق للكون، على كمية الطاقة المظلمة التي يحملها، وعلى التغيرات في تسارع تمدده.
    Bütün bu anlaşmazlıkları alın, bütün bu kaos, gürültü, ve bunun dışında bu kesin matematiksel dağılım ortaya çıkıyor bu çatışmada düzenlenen saldırıların davranışı. TED خذ كل الصراع كل الفوضى، كل الضوضاء و من كل ذلك يخرج هذا التوزع الرياضي الدقيق لطريقة تنظم الهجمات في هذا الصراع
    Bu sadece annemin beyaz un yerine mısır unu kullanması gibi birşey. Open Subtitles إنها كما لو أنّ أمي أعدّت مرق اللحم من النشاء . عوضًا عن الدقيق ، المقادير تتغير
    Kırk beş saniye içinde Mikro işlemci sistolik ve diyastolik basıncı ölçecek. Open Subtitles ، خلال 45 ثانية يَحسب المعالج الدقيق إنقبـاضك بدقّة
    Standart ikili sistem bilgisayarlardan farklı olarak kuantumlar veriyi hassas lazerlerle iletir. Open Subtitles متسترين عنها على خلاف الحواسيب العادية يستعمل الكوانتوم الليزر الدقيق لنقل البيانات
    dikkatli bir inceleme, sıcaklık değişikliklerinin CO2 değişikliklerini birkaç yüzyılla hafifçe öncüllediğini gösteriyor. TED الفحص الدقيق يظهر أن تغير درجة الحرارة يقود جزئيا إلى تغير ثاني أوكسيد الكربون ببضع قرون.
    Bu mesafe tam olarak San Pedro'ya gidiş dönüş mesafesiymiş. Open Subtitles تبين أن هو مسافة الدقيق لذهابا وإيابا إلى سان بيدرو.
    atmosferi terkederek uzayın ince mavi çizgisine gördü. TED يترك الغلاف الجوي، ويرى الخط الأزرق الدقيق من الفضاء
    Muybridge titiz fotoğrafçılığıyla atın dört nala koşarken bazı anlarda gerçekten uçtuğunu kanıtladı. TED وباستخدام التصوير الدقيق استطاع مايبريدج إثبات أن الحصان عندما يعدو فهو يطير بالفعل
    Ve bir gün teknik bir konu üzerinde tartışıyorduk. Somundaki buğday çıkarım oranları. Open Subtitles يوماً ما أحتد بيننا النقاش حول مسأله تقنيه تخص نسبة الدقيق الداخله فى صناعة الخبز
    Eğer benim araştırma grubum bir logo yapsaydı, buradaki resim gibi olurdu: kendi kuyruğunu ısıran bir ejderha, sol tarafta mikro-dünyayı görüyorsunuz-- quantumun dünyasını-- ve sağ tarafta galaksilerin, yıldızların ve gezegenlerin geniş-ölçekli kainatını. TED إذا كان لمجموعة بحثي شعار، سيكون هذه الصورة هنا ثعبان يبتلع ذيله، حيث ترون العالم الدقيق على اليسار -- وهو عالم الكم -- وعلى اليمين ترون الكون الكبير للكواكب والنجوم والمجرات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus