Kol ve bacaklarındaki kan yukarı çok hızlı çıkarsa kalbin durabilir. | Open Subtitles | اذا انتقل الدم من قدميك ويديك الى قلبك فسوف تكون بخير |
Sinir dokusuna kan testi yaptık ve cesetten aldığımız dokunun kan grubuyla karşılaştırdık. | Open Subtitles | قمنا بتحليل الدماء من نسيج الأعصاب و قارناها بفئه الدم من نسيج الجثه |
Buradaki kan alnındaki küçük yaradan akmış. Çok derin değil. | Open Subtitles | هذا الدم من جرح صغير على جبينها بالطبع ليس قاتلاً |
Mesela, yaşayanlardan kan alabilir, kanı işleyip, bu plazmaları insanlara korunmaları için geri verebilirdik. | TED | وكمثال على ذلك، كان بإمكاننا أخذ الدم من الناجين، معالجته، ووضع هذه البلازما مرة أخرى في الناس لحمايتهم. |
Kamuflaj pantolonundaki kan, hiç görmediğini söylediğin 15 yaşındaki kızın kanı. | Open Subtitles | الدم من ثياب التمويه يطابق الفتاة التي لم تراها |
Mantar, öldürücü darbeler sonucu sadece kanın olduğu yerde gelişmiş. Burada, omurilik boyunca. | Open Subtitles | الفطريات تطورت عندما تجمع الدم من أداة القتل هنا على طول الحبل الشوكي |
kan için kan değil, Bhavani kardeş, kanın yerine kan. | Open Subtitles | ليس الدم بالدم يا بهافاني ، الدم من أجل الدم |
Testleri gözden geçirecek ve enjektörle aldığımız kan hücrelerini pusucu DNA'sı ile karşılaştıracağız. | Open Subtitles | نحن نُجري هذا الفحص لنختبرَ خلايا الدم من الحقن لفحص الحمض النوويّ للمتخفّين |
Yemin üzerinde Nyko'yu kulübenin içine çekebilmek için sürülmüş kan izleri bulduk. | Open Subtitles | وجدنا الدم من الطعم الذي تم استخدامه لجذب الـ نايكو داخل الكوخ |
Olay yerine vardığımda, 70 yaşındaki adam boynundan kan fışkırır bir halde yatıyordu. | TED | عندما وصلت إلى هناك، رأيت رجل يبلغ من العمر 70 سنة وكان ممددا على الأرض و يتدفق الدم من عنقه. |
Uzun süre hareketsiz kalmak kan dolaşımını ve akciğerlere alınan oksijen miktarını azaltır. | TED | بقاؤك ثابتًا يقلل من تدفق الدم وكمية الأوكسجين التي تدخل مجرى الدم من خلال الرئتين |
İmmünoanalizden önce, sağlık profesyonelleri bir kişiden kan alır. | TED | قبل ظهور التحديد المناعي، كان عمال الصحة يحصلون على عيّنات الدم من شخص. |
Göğüs kafesindeki kanı boşalt. | Open Subtitles | أفرغ الدم من التجويف الصدرىّ. ضعه فى أنبوبة الصدر. |
Aslında, ben kanı çoğunlukla kan bankasından alıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة ، أنا أحصل على أغلب الدم من المشرحة |
Küçük Alman çocuk kanı içeride tutuyor. | Open Subtitles | الفتى الهولندي الوسيم يبقي فتحة الدم من الانفجار |
Çok uzun süre görev icabı asfalttan kanı, aklına gelebilecek her türlü zemindeki ceset parçalarını temizleyerek çalıştım. | Open Subtitles | قضيت الكثير من الساعات أغسل الدم من الارضيات وقمت بكشط لحم من على كل شيء يمكن ان يخطر ببالك |
Evet, bir şey sıçrayan kanın önüne geçerek alt tarafı temiz tutmuş. | Open Subtitles | شيء ما حجب الإنتشار مما منع الدم من التحرك أسفل الخاصرة |
Aslında, iki kez felç geçirmiş. Beyni incelerken, iskemik felce dair kanıt buldum ki bu, beyne giden kanın kesilmesiyle oluşan bir süreç. | Open Subtitles | عند فحص دماغها وجدت أثر جلطة دماغية عملية يقف فيها الدم من الضخ إلى المخ |
Düzensiz kalp atışları, kanın kalbin arkasında ve ciğerlerde birikmesine sebep olur. | Open Subtitles | النبض غير المنتظم يسبّب عودة الدم من القلب إلى الرئتين وحاصرات بيتا تمنع هذا |