| kurt benzeri bir yaratıkla işe başlıyor ve fino köpeğine varabiliyorsunuz. | TED | لقد بدأنا التجارب من اشباه الذئاب وأنتهى بنا الحال الى المالطية |
| Çocuklarımızın yememesi için biraz yanmış pirincimiz vardı. Ona bile kurt gibi saldırdılar. | Open Subtitles | كان عندنا بعض الرزّ المحروق الذي لم يأكله أولادنا فأنهالوا عليه مثل الذئاب |
| Komşumun çocuklarının Kurtlar tarafından mideye indirilmesini görmek beni gerçekten üzerdi. | Open Subtitles | يجب أن أكون في غاية الأسف لرؤية الذئاب تلتهم أطفال جيراني |
| Bu katil Kurtlar silahlarımızı tüketebilir ve bize üstün gelebilir. | Open Subtitles | هؤلاء الذئاب الجائعه يمكنهم هزيمتنا و أن يفوقوننا فى السرعه |
| Gayri resmi olarak, görünüşe göre işverenin seni kurtların önüne atmış. | Open Subtitles | بشكل غير رسمي، يبدو أن رب عملك قد رماك إلى الذئاب |
| Jabali sık sık kurtları duyardı fakat kimse köye bu kadar yaklaştıklarını bilmiyordu. | Open Subtitles | الجبلي بالغالب يسمع صوت الذئاب لكن, لا احد يعلم اذا اقتربت من القريه |
| Bu nedenle fırtınalarla mücadele ederek... kurtlarla dövüşerek, bunlaraı yaparken... kuzey ışıkları nedeniyle gözlerimi kısmak zorunda kalarak Laponya'ya ilerledim! | Open Subtitles | فزحفت نحو هذا المكان البعيد عبر العواصف الثلجية وتصارعت مع الذئاب بالطريق أنظر لطريقي وأنا مغمض العين بسبب أضواء الشمال |
| Ama bazen hepimiz keşke seni kurtlara bırakmış olsaydı diyoruz. | Open Subtitles | لكن أحياناً، نتمنى أن تكون قد تركتك تحت رحمة الذئاب |
| Bu yüzden buradaki kurt sürüleri güney bölgelerdekilerden daha küçük. | Open Subtitles | ما يضطر قطعان الذئاب تقليص عددهم مقارنةً مع أقصى الجنوب |
| Bak, yamaçtan ayrıldığımdan beri peşimde bir kurt sürüsü vardı. | Open Subtitles | كان يُلاحقني قطيع من الذئاب منذ أن غادرت موقع الهبوط. |
| Bir kurt birileriyle arkadaş olduğu zaman arkadaşları onun hayatı olur. | Open Subtitles | أنت تعلم أن الذئاب عندما تلتقي شريكا يكون لها مدى الحياة |
| Oraya gittim ve bu inanılmaz kurt ailesini seyrettim. | TED | وذهبت هناك وشاهدت هذه العائلة المدهشة من الذئاب. |
| Kurtlar başarılı olursa tüm sürüye bir hafta yetecek kadar etleri olacak. | Open Subtitles | لو نجحت الذئاب فسيحظون بما يكفي من اللحم للمجموعة كلها لمدة أسبوع. |
| Bu yüzden, büyük Kurtlar avlanmaya gidince güvenli bir yerde yuvalanırlar. | Open Subtitles | لذا يتم حضانتهم في مكان آمن، بينما تخرج الذئاب الأكبر للصّيد. |
| beni Kurtlar yetiştirmiş bu yüzden çatal ve bıcagı aynı elimde tutuyormusum. | Open Subtitles | أخبرني أنني تربّيتُ مع الذئاب ولهذا فأنا أستعمل اليد ذاتَها للشوكة والسكين |
| İlkbahar döndü, savaş çok yakında tekrar başlayacak. Hala kurtların ulumaları geceleri duyulabiliyordu. | Open Subtitles | بعد عودة الرّبيع تُستأنف الحرب ولا يزال صوت عويل الذئاب يُسمع في اللّيل |
| Normal kurtların sürülerindeki yaralı bir kurdu asla terk etmediklerini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم أن الذئاب العادية لا تترك أحد أعضاء الجماعة مُصاب |
| Bu olanların suçluları bütün ceylanları çalarak kurtları açlığa mahkûm edenlerdir! | Open Subtitles | الجناة هي تلك الذين سرقوا كل الغزلان، و تسبب الذئاب لتجويع |
| Kingmaker Land Development'taki arkadaşlarımız hâlâ kurtları hedef alıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أصدقائنا في صانع الملوك تطوير الأراضي لا تزال تستهدف الذئاب. |
| Eski bir kızılderili atasözü kargaların kurtlarla işbirliği yaptığını söyler. | Open Subtitles | الهنود قالوا أن الذئاب تعمل جنبا إلى جنب مع الغربان |
| Şimdi ayılara, kurtlara ve hayaletlere karşı güvende olacağım bir ağaç bulmalıyım. | Open Subtitles | الآن علي إيجاد شجرة . .. لأكون عليها في أمان من الدببة و الذئاب و الأشباح |
| Bu alanı daraltabilir. çakallar sabitleşmiş izler üzerinden seyahat ederler. | Open Subtitles | حسنًا، يمكن لهذا تقليل الأمور الذئاب تترحل في آثار ثابتة |
| Seni kurtlardan kurtaran ve bu durumuna getiren kişiydi o. | Open Subtitles | هو من أنقذكِ من الذئاب وجعلكِ تعلو فوق كُل هذا |
| Dostum, çakal Geçiti'nin ardından üç günlük sürüş sonrasında, bir başka mezarlık var. | Open Subtitles | صديقى, ثلاثة أيام من الركوب ممر الذئاب مقبرة أخرى. |
| Fox Vadisi Ahırları diye bir yer. | Open Subtitles | في مكان يُطلق عليه "مزارع وادي الذئاب" |
| İnsanlar bir dakika en iyi arkadaşın olurken, ondan sonra onları bir kurdun yemek bohçasını parçaladığı gibi parçalamak istiyorsun. | Open Subtitles | بدقيقة واحدة الناس هم أفضل أصدقائك لاحقاً انت تتخيلهم أنهم يتعرضون للتمزيق من قبل مجموعة من الذئاب المسعورة |
| Wolverineler biraz sayı yapmalı. | Open Subtitles | يجب على فريق الذئاب بالتأكيد أن يضعوا بعض النقاط على لوحة التسجيل |
| Field of Dreams ve Dances with Wolves'un kasetlerini almıştım. | Open Subtitles | لماذا تفعلى هذا ؟ .. أنه يوم أحلامى و حفلات راقصة مع الذئاب |
| Bunun adına ben "doğruluk ya da kurtboğan" diyorum. | Open Subtitles | لعبة أسميها: قـُل الحقيقة، أو احتسي خانق الذئاب. |
| ama bir kurttu yetiştirme konusunda hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لكنني لا أعرف شيئاً عن الذئاب التي تنمو |