Hayır ve, kendi ağırlığını taşıyamayan küçük kusmuk görünümlülerden daha çok nefret ettiğim tek şey insanların benim ağzımdan konuşmalarıdır. | Open Subtitles | لا، وبما أنه الشيء الوحيد الذي أكرهه أكثر من.. من الكسالى الذين لا يقومون بواجباتهم هو أن يتقوّل الناس عليّ |
Dünyada en fazla nefret ettiğim şeyler nedir, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين ماهو الشئ الذي أكرهه في هذا العالم ؟ |
Sanırım hala ben buyum, çünkü nefret ettiğim halde hala oradayım. | Open Subtitles | وأظن أنني مازلت , لأنني لا أزال في المطعم الذي أكرهه |
Tara'dan daha çok nefret ettiğim tek şey o! | Open Subtitles | وأكره سكارليت، إنها الشيء الوحيد الذي أكرهه أكثر من تارا |
Polislerin nesinden nefret ederim biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ما الذي أكرهه في رجال الشرطة ؟ |
Beni, bu nefret ettiğim işi senin bedava uçuşların için mi bırakmamama inandırdın? | Open Subtitles | أقنعتني بأن أحافظ على العمل الذي أكرهه حتى يكون بإمكانك السفر مجاناً؟ |
Ted, bisikletlerden daha çok nefret ettiğim tek şey usulen yapılan polis dizileridir. | Open Subtitles | الشيء الذي أكرهه أكثر من الدراجة هو برامج الشرطة الإجرائية |
İnsanların benimle aynı şeyi söylemelerinden daha fazla nefret ettiğim bir şey varsa, o da cümlelerini bitirmemi beklemeleridir. | Open Subtitles | نعم الشيء الوحيد الذي أكرهه أكثر من الكلام الآني عندما يحاول الأشخاص أن يجعلوني أنهي جملتهم |
Köstebekten daha çok nefret ettiğim şey yanlış bilgi getiren köstebektir. | Open Subtitles | الشيء الذي أكرهه أكثر من الجرذ هو جرذ و معه معلومات خاطئة |
Kahramanlardan daha çok nefret ettiğim şey ise korkaklardır. | Open Subtitles | الشئء الوحيد الذي أكرهه أكثر من الأبطال هو الجبناء |
Hayır. Sadece zekam ve nefret ettiğim tam günlük bir işten dolayı buradayım. | Open Subtitles | لا أنها برأسي فقط و عملي اليومي الذي أكرهه |
Gizli pazarlıktan daha çok nefret ettiğim şey, Eli başarısız bir gizli pazarlıktır. | Open Subtitles | هل تعرف الشيء الوحيد الذي أكرهه أكثر من اتفاق في الخفية هو اتفاق فاشل في الخفية |
Senden çok şey istediğim için nefret ettiğim tek şey bizzat kendim. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي أكرهه الآن هو نفسي لأنني طالبتك بالكثير |
nefret ettiğim şeyi size söyleyeyim mi? | Open Subtitles | أيمكنني أن أخبركم ما الذي أكرهه يا رفاق؟ |
Can sıkıcı kardeşin olan, hani nefret ettiğim, istemediğin, tek eli kalan mı? | Open Subtitles | تقصدين الأخ المزعج الذي أكرهه نوعا ما ؟ و لم أرغب به يوما وهو نصف المازمر الذي كان عليه |
Bir poliste nefret ettiğim tek şey diğer polisin kötü polis olmasıdır. | Open Subtitles | الشيء الوحيِد الذي أكرهه أكثر من شُرطي يُلاحِق شُرطي آخَر، هو الشُرطي السيء. |
İşin iyi yanıysa, başka bir polisin peşinde olmaktan daha çok nefret ettiğim tek şey kötü bir polistir. | Open Subtitles | الشيء الجيّد هو، الشيء الوحيد الذي أكرهه أكثر من شُرطي يُلاحق شُرطي آخَر هو الشُرطي السيء. |
Şu an senden çok nefret ettiğim tek şey o kitap! | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أكرهه أكثر ! منك حاليًا هو هذا الكتاب |
İşimin nefret ettiğim kısmı bu işte. | Open Subtitles | هذا هو الجزء الذي أكرهه في وظيفتي. |
İşimin en nefret ettiğim parçası. | Open Subtitles | هذا هو الجزء الذي أكرهه من وظيفتي |