Carter, hâlâ onun suçlu olduğunu düşünen tek kişi sensin. | Open Subtitles | مذنب بأنه يعتقد مايزال الذي الوحيد الشخص أنت , كارتر |
Yapabileceğimiz tek şey düştüklerinde el uzatmak, yanlarında ve destek olmak. | Open Subtitles | بجانبهم نكون أن هو به القيام نستطيع الذي الوحيد الأمر النهوض على لنساعدهم يسقطون عندما |
Balıkçılıkla ilgili tek öngörülebilen şey öngörülemez olduğudur. | Open Subtitles | الأسماك صيد في توقعه يمكن الذي الوحيد الشيء متوقع غير أنه |
Yapmak istediğin tek şey, her zaman yapmak istediğin. | Open Subtitles | أردتهِ الذي الوحيد الشيء دائماً فعله اردتي ما كان |
Ne yaptığımı biliyorum. Biz de israf edilmeyecek tek şey kırmızı mürekkeptir! | Open Subtitles | أحمر حبراً ننزف نحن أفعل ما أعلم ننزفه لا أن يجب الذي الوحيد الشيء وهو |
tek bildiğimiz bunun bize 800$ a mal olacağı. | Open Subtitles | دولار 800 يكلف انه نعلمه الذي الوحيد الشيء |
İhtiyacın olan tek depresyon ilacı bacaklarımın arasında. | Open Subtitles | الذي الوحيد الاكتئاب مضاد بنطالي في موجود اليه تحتاج |
Kardeşini kurtarabilecek tek kişinin ben olduğumu unutma. | Open Subtitles | أختك ينقذ أن يمكن الذي الوحيد الشخص بأنني الحقيقة تنساها لا |
Ve elde edebildiğim tek şey merhametti. | Open Subtitles | أتلقاه كنت الذي الوحيد الشيء هو الشفقة و لأعطيه شيء لدي فليس |
Hâlâ "suçsuz" diyen tek kişi bensem işi daha fazla uzatmayacağım. | Open Subtitles | مذنب غير " يقول الذي الوحيد مازلت أنا إذا , أسمعوا " ذلك من أطول الأمور أحمل لن أنا |
Beni anlayan tek kişi sensin. | Open Subtitles | يفهمني الذي الوحيد أنت |
İstediğim tek şeydi bu. | Open Subtitles | طلبته الذي الوحيد الشيء هذا |
Hazırlanamadadığım tek şey. | Open Subtitles | له أستعد لم الذي الوحيد الشيء |