Şu yanında getirdiği hayırsevere bak. | Open Subtitles | ولكن أنظر إلى الشيء الجيد الذي جلبته معها. |
Şu yanında getirdiği hayırsevere bak. | Open Subtitles | و لكن أنظر إلى الشيء الجيد الذي جلبته معها |
Bize getirdiğiniz bu adamın 2166'ya geri dönmesi gerekiyor. | Open Subtitles | الرجل الذي جلبته أمامنا مطلوبة عودته إلى عام 2166 |
Bu bölüme verdiğim bir zarar varsa, gerçekten üzgünüm. | Open Subtitles | و أنا أعتذر عن العار الذي جلبته لهذا القسم |
ne aldın bana? | Open Subtitles | ما الذي جلبته لي؟ |
- Getirdiğim yemek ne kadar idare eder? | Open Subtitles | تجهيز الغذاء الذي جلبته أنا لى متى يدوم؟ |
Ray, hadi, Dr. McLeod'dan aldığım şu merhemi süreyim. | Open Subtitles | راي ، تعال لأضع لك هذا المرهم الذي جلبته من د.مكليود |
Meksika'dan getirdiğin çok karmaşık bir madde ile... deneyler yaptığını söylüyor. | Open Subtitles | يقول فيها أنك كنت تقوم بعمل على عقار معقد جدا الذي جلبته معك من المكسيك. |
Bana gerçekten ne getirdin kargo pilotu? | Open Subtitles | ما الذي جلبته لي حقًا، يا طيّار البضائع؟ |
Schrödinger'in fikrinin geleneksel fizik topluluğuna getirdiği ferahlığı abartmak zor. | Open Subtitles | بمصطلحات بسيطة من الصعب أن نبالغ في تقدير الارتياح الذي جلبته فكرة شرودينجر إلى جمهور الفيزياء التقليدية |
Bu kaplumbağa, kent ortamının getirdiği değişimlere uyum sağlamakta başarısız olan sayısız türden sadece biri. | Open Subtitles | هذه السلحفاة واحدة من عدد لا يحصى من الحيوانات التي لم تقدر على مواكبة التغيّر الذي جلبته البيئة الحضاريّة |
Lanetinin getirdiği acıdan zevk almış. | Open Subtitles | فيما تلذّذت هي بالبؤس الذي جلبته لعنتها |
Benimkine talih getirdiği gibi senin ailene de getirsin. | Open Subtitles | قد تستمر في جلب الحظ الذي جلبته لي |
Karşıma getirdiğiniz bu adamın 2166 yılına geri dönmesi gerek. | Open Subtitles | الرجل الذي جلبته أمامنا مطلوبة عودته إلى عام 2166 |
Sana Noel için verdiğim o güzel ve yeni olanı giymeyeceksin! | Open Subtitles | أنت لن تلبس ذلك الجديد الذي جلبته لك ! في أعياد الميلاد |
Peki, bana ne aldın? | Open Subtitles | ما الذي جلبته لي إذاً؟ |
Sadece zaten benim Getirdiğim dertler yanında yenilerini getirmek istemedim. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أوفر عليك ضغط أكبر من الذي جلبته لك |
O zaman sana Meksika'dan aldığım şu şirin bikini altını giymeyi unutma. | Open Subtitles | لا تنسي أن لديكِ ذلك الرداء (الذي جلبته لكِ من مدينة (ميكسيكو |
Ooh! Senin geçen hafta getirdiğin BE şüphelisine ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن المشتبه به الذي جلبته الاسبوع الماضي؟ |
Bize ne getirdin? Yoldaş mı yoksa esir mi? | Open Subtitles | ومن هذا الذي جلبته لنا، رفيق أَم أسير؟ |