Bu James değil. Bu onla çalışan birkaç çocuktan biri. | TED | هذا ليس جيمس. هو أحد الأطفال الذي عمل جيمس معهم. |
Burada çalışan biri, Dr. Lentz hakkında bilgiye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج بعض المعلومات عن الدكتور لينز الذي عمل هنا |
Asıl kahramanlar, maçı kazanmak için iki saat çalışan sporcular. | Open Subtitles | البطل الحقيقي هو الرياضي الذي عمل بجد لساعتين للفوز |
- Bunu bana yaptırma. Birlikte çalıştığı adamlardan herhangi birini eve getirmiş miydi ? Buraya geldiler mi ? | Open Subtitles | لا بد بأنه تحدث عن الرجال الذي عمل معهم, هل أتوا إلى هنا مره؟ |
Olayın ironik yanı David Gale yaşamı boyunca yapmaya çalıştığı fakat başaramadığı şeyi, farkında olmadan ölümünde yaptı. | Open Subtitles | بالطبع، السخرية النهائية هي دايفيد غايل الرجل الذي أصبح شهيد غير متعمّد قد ينجز في موته الذي عمل من أجله |
Fabrikada çalışan babası hakkında dokümanter yapan çocuk da bilmiyordu. | Open Subtitles | و لا الرجل الذي عمل الوثائقي بشأن والده في مصنع الفولاذ, |
Bunu ona yapan adamın hikâyesinin parçalarını birleştirmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | آي كان يجمّع تأريخ الرجل الذي عمل هذا إليها. |
Eğer bu bir Gizli Dosya ise o zaman neden Gizli Dosyalarda çalışan birisine sormuyorsunuz? | Open Subtitles | ثمّ الذي لا تسأل شخص ما الذي عمل على الملفات المجهولة؟ |
Kara Perşembe günü tek çalışan uydudan olayları gördük. | Open Subtitles | نعم ، اسمع ، نحن نحن رأينا ذلك من القمرالصناعي الوحيد الذي عمل في ذلك اليوم |
İki ekiple de çalışan bir tek o çünkü. | Open Subtitles | هو الشخص الوحيد الذي عمل بكلتا المجموعتين |
"Davada çalışan görevli emekli olmuşsa ne olacak?" diye düşünmeme sebep oldu. | Open Subtitles | جعلني ذلك أفكّر، ماذا لو كان الضابط الذي عمل على القضيّة قد تقاعد؟ |
Muhtemelen ikisi için de çalışan Doktor Holloway koymuştur. | Open Subtitles | ربما وضع هناك من قبل الدكتور هالوي الذي عمل لدى ماكلين وبوزيل معا |
Bu görevde düzgün çalışan tek şey bu ekipti. | Open Subtitles | والشئ الوحيد الذي عمل على نحو جيد في تلك المهمة كان هذا الفريق |
Yardım edecek misiniz, etmeyecek misiniz? Rick, Vaughn'nun çalıştığı sinemada afiş çizerdi. | Open Subtitles | ريك كان يرسم ملصقات سينمائية للمسرح الذي عمل فيه فوجن |
Ayrıca şu üzerinde çalıştığı sözde projeye dair elimizde tek bir kanıt dahi yok. | Open Subtitles | وليس لدينا دليل عن ما يسمي المشروع البحثي الذي عمل عليه |
Büyük babamın ölene kadar çalıştığı madenin sahiplerine aitti. | Open Subtitles | إنه يعود لملاك المنجم الذي عمل به جديّ حتى مات |
O bir sanatçıydı ve çalıştığı adamlar asla bunu anlayamadı. | Open Subtitles | كان فناناً. والناس الذي عمل لديهم لم يحصلوا على ذلك أبداً. |
Sanırım bunu ona yapan şeyi bugün gördüm. | Open Subtitles | الشيء الذي عمل ذلك إليها، أعتقد رأيته اليوم. |
Bunu yapan kadını bulmak için elimden gelen... her şeyi yaptığımı bilmeni isterim. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف، أعمل بكل ما في وسعأنا... لإيجاد الإمرأة الذي عمل هذا. |