Tıpkı geçen seneki yeniden doğan çocuk gibi. | Open Subtitles | انه مثل ذلك الذي وُلد مرة اخى العام الماضي |
Tarnrının ilk oğlu gibi, çamurdan doğan. | Open Subtitles | مثل المخلوق الأول للرب، الذي وُلد من طين. |
Böyle derdi mavi kurttan ve kızıl geyikten doğan. | Open Subtitles | هو الذي وُلد من الذئب الأزرق والغزال الأحمر. |
Ama doğduğu eve bir daha dönmemesi çok üzücü. | Open Subtitles | ولكن يا له من خزي إذ لم يعد أبدا إلى المنزل الذي وُلد به |
Ayrıca oğlunuzun doğduğu güne lanet edecek hale getiririz sizi. | Open Subtitles | وسنجعلك تندم على اليوم الذي وُلد فيه إبنك |
Oğlun doğduğu gün öldürüldü. | Open Subtitles | ولدكِ قـُتل باليوم الذي وُلد بهِ. |
Elinde kan pıhtısıyla doğan gözleri alevler, yüzü ışık saçan böyle derdi. | Open Subtitles | هذا ما قاله الذي وُلد بدم محتقن في قبضة يده, والذي كانت النيران تنبعث من عينيه, ووجهه يشع نوراً! |
Bunun ön saflarında, M.S. 865'de, burada, İran'ın başkenti Tahran'ın hemen dışındaki Rey şehrinde doğan İbn Zekeriya El-Razî adlı bir ortaçağ İslam doktor ve kimyageri vardı. | Open Subtitles | كان في طليعة ذلك طبيب وكيميائي مسلم "اسمه "ابن زكريا الرازي "الذي وُلد في مدينة "راي المتاخمة للعاصمة الإيرانية طهران" عام 865 ميلادية" |
Bebeğin doğduğu yıl. | Open Subtitles | بنفس العام الذي وُلد به ذلك الطفل |
Jamie'nin doğduğu gün, ben donup kalmıştım. | Open Subtitles | اليوم الذي وُلد فيه (جايمي)، كنت... مرتعباً. |
Brock'un doğduğu gün yemin etmiştim. | Open Subtitles | سأفعل أيّ شيء من أجله في اليوم الذي وُلد فيه ...بروك) أقسمتُ) |