Öyleyse, o adamın hareketlerimizi önceden bilmek için kullandığı Mantra şeysinin ardında da bir şey mi var? | Open Subtitles | هل هناك شيء خلف المانترا الذي يستخدمه أولئك للتنبؤ عن تحركاتنا؟ |
Ordunun askerleri beslemek için kullandığı erzak. | Open Subtitles | هذا هو الطعام الذي يستخدمه الجيش لإطعام الجنود |
Küçük çocuklar gibi olan sırıtışının ardında gizlenmiş olan öfke. Anlaşılmamak için kullandığı o hoş albeni. | Open Subtitles | الغضب الكامن خلفَ تلكَ الإبتسامة، والسحر الفاتن الذي يستخدمه حتى لا يتم كشفه. |
Direkt olarak çatı katına ve ofisine gidiyor. Sadece o kullanıyor ve sadece onun anahtarı asansörü çağırıyor. | Open Subtitles | يذهب مباشرة إلى شقته والمكتب الوحيد الذي يستخدمه وفقط بطاقته تشغل المصعد |
Havuzu bir tek o kullanıyor. | Open Subtitles | فهو الشخص الوحيد الذي يستخدمه |
Mikami'nin kullandığı aynı kalem ile... aynı el yazısıyla... | Open Subtitles | بنفس القلم الذي يستخدمه ميكامي و بتقليد خط كتابته تماما ... |
Sadece senden Alchemy'nin kullandığı taşla ilgili bilgi almam gerekiyor. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}أحتاج معلومة منك عن الحجر الذي يستخدمه ألكيمي |
Astronotların vergilerini ödemek için kullandıklarından bu. | Open Subtitles | هذا الحاسوب ذاته الذي يستخدمه رواد الفضاء لإعداد إقراراتهم الضريبية |
Almanlar'ın kullandığı renkten, yeşil, hep kullandıklarından. | Open Subtitles | اللون الذي يستخدمه الالمان، الأخضر |
Bay Staunton'un toplantılara gitmek için kullandığı trenle aynı. | Open Subtitles | نفس القطار الذي يستخدمه ستاوتون للذهاب الى اجتماعاته |
Teröristin sesini gizlemek için kullandığı şey basit bir telefon uygulaması değil. | Open Subtitles | البرنامج الذي يستخدمه الأرهابي لإخفاء صوته، ليس مُجرد تطبيق على الهاتف |
Hayır, ama mücrimimizin karşı cinsi etkilemek için kullandığı kimyasal bileşik, parfüm gibi ekşimiş bir koku içeriyor. | Open Subtitles | -لا، لكن شبيهاً بالعطر ... المركّب الكيميائيّ الذي يستخدمه الجاني لإغواء الجنس الآخر... يحتوي مادّةً فاسدة. |