Basamak altı, yani iki basamağı birbirinden ayıran dikey kısım. | TED | الناهض ، وهو العنصر الرأسي الذي يفصل بين معالجين. |
Y ekseninde, dikey eksendeyse gerçek boyları yazıyor. | TED | على طول محور ص, المحور الرأسي, يوجد طولهم الحقيقي. |
Ancak her halükârda, tipik olarak dikey olan yapı, daha yatay olmaya doğru itilmektedir. | TED | ولكن في أي من الاتجاهين، الهيكل الرأسي عادة يصبح مدفوعا ليكون أكثر أفقية. |
Bunlardan biri - buraları es geçiyorum - bu pürüzlü metal plakadan yapılmış dikey yüzeye tırmanıyor. | TED | من بين ما أمرره بينكم الآن، هناك واحدة تصعد السطح الرأسي والذي هو عبارة عن لوحة معدنية ملساء |
Koltuklarınızı dik duruma getirin, ve emniyet kemerlerinizi kontrol edin. | Open Subtitles | تأكدوا من أنَّ مقاعدكم في الوضع الرأسي الرجاء ربط أحزمة الأمان إستعدادا لهبوطنا في مطار لوس أنجلوس الدولي |
İşte burada, burada yaptığım şey, sosyal ilerlemeyi dikey eksene koymak. | TED | حسنًا، لنبدأ ما قد فعلته هنا هو أنني وضعت على المحور الرأسي التقدم الاجتماعي. |
dikey eksen ölüm sayısı çarpı kalan yaşam süresidir; yani ne kadar yüksek olursa o kadar kötü etkisi olur. | TED | المحور الرأسي يمثل عدد الوفيات في فترة العمر المتبقية، لذلك القيم الأعلى هي الأسوأ. |
Burada dikey eksende gördüğünüz şey bu. | TED | وهذا ما تنظرون إليه هنا على المحور الرأسي. |
Burada yalnızda dikey eksen üzerinde dönerek halkalar yarattığını görebilirsiniz. | TED | وهنا يمكنكم رؤية الصمامات تدور حول المحور الرأسي فقط، لتحدث دوائر |
Böylece yeni bir telefonun etkisi, ki bu dikey eksende gösterilmektedir, çok azdır. | TED | أثر هاتف واحد جديد, والذي نراه على المحور الرأسي, قليل جدا. |
Eğer göremiyorsanız, olması gerektiği gibi sıfırdan başlayan dikey eksen ile göstereyim. | TED | إن لم تفعلوا، فدعوني أريكم الآن، ببدء المحور الرأسي من صفر حيث ينبغي أن يكون. |
dikey eksen, yıllık büyüme yüzdesini gösteriyor. yılda yüzde sıfır, yüzde bir, yüzde iki. | TED | المحور الرأسي مجرد نسبة مئوية سنوياً من النمو, صفر في المائة في السنة, واحد في المئة في السنة, اثنين في المئة في السنة. |
700'ün üstünde daireyle, evleri dikey düzende olsa da mimariyi insanların komşularıyla tanışmaları için kullanabilir miyiz görmek istedik. | TED | في أكثر من ٧٠٠ شقّة أردنا معرفة إن كان بإمكاننا استخدام هندسة العمارة لمساعدة الناس في التعرّف على جيرانهم، حتى وإن كانت منازلهم مصمَّمة بالبُعْد الرأسي. |
Eğer kuvvetli ve zayıf yükleri birbirinden ayrırır ve iki boyutlu yük uzayında bu parçacıkların grafiğini çizdirirsek, elektrik yüklerinin bulunduğu yer dikey yönde bulunacaktır. | TED | إذا قمنا بنشر الشحنات القوية والشحنات ا لضعيفة.. وقمنا برسم شحنات الجسيمات في هذا فضاء الشحنات الثنائي الابعاد.. يتبين بأن الشحنة الكهربائية موجودة في مكان الجسيمات.. على طول اتجاه المنحنى الرأسي. |
Bu yüksek kütleli Higgs yatay yönde bulunduğundan bu diyagramda elektromagnetizm fotonları kütlesiz kalmaktadır ve yük uzayında elektrik yükleriyle dikey yönde etkileşmektedir. | TED | بما أن جسيم هيجز الضخم يقبع على طول الخط الأفقي.. في هذا الرسم البياني، تظل الفوتونات الكهرومغناطيسية بدون كتلة.. وتتفاعل بالشحنة الكهربائية على طول الخط الرأسي.. في هذا الفضاء المشحون. |
Size hangisinin daha uzun olduğunu sorsam, soldaki masanın dikey kenarı mı, yoksa sağdaki masanın yatay kenarı mı? Hangisi daha uzun görünüyor? | TED | إن سألتكم عن أيهما أطول، فأن الخط الرأسي على الطاولة على الشمال، أو الخط الأفقي على الطاولة على اليمين؟ أيهما يبدو أطول؟ |
dikey eksende ise "mutlu yasam yillari" adli bir olcut var. | TED | اما بالنسبة لأعلى المحور الرأسي فهو ما ندعوه " مؤشر السنوات السعيدة " |
Kendini hazırlıyor. dikey sola dönüş. | Open Subtitles | يعدل نفسه, ثم المنعطف الرأسي الأيسر |
Yatay X koordinatını buraya giriyorsun dikey Y de buraya. | Open Subtitles | "X" هنا تضعي الإحداثي الأفقي "Y" هنا الإحداثي الرأسي |
Lütfen kemerlerinizi bağlayın ve koltuklarınızı dik duruma getirin. | Open Subtitles | رجاءًا اربطوا أحزمة الأمان وارفعوا مقاعدكم للمستوى الرأسي |
Koltuğunuzu dik konuma getirin. | Open Subtitles | أعيدي مقعدك الى الوضع الرأسي |