Eşimin bu adamı daha önce görmediği çok açık. | Open Subtitles | أيها المفتش ، واضح أن زوجتي لم ترى ذلك الرجل من قبل |
Afedersin bu adamı daha önce gördün mü? | Open Subtitles | . إعذرني هل سبق أن رأيت هذا الرجل من قبل ؟ |
Ama söylediğim gibi, bu adamı daha önce hiç görmedim bunu duyduğuma çok üzüldüm. | Open Subtitles | ،لكن كما قلت لم أرَ هذا الرجل من قبل مطلقاً إنّي آسف جداً لسماع ذلك |
O zehirli rahminden böyle melek gibi bir adam nasıl çıkmış bilmem! | Open Subtitles | ولا أعلم كيف لملك مثل ذلك الرجل من الممكن أن يخرج منك |
- Tahmin edeyim, bu adamın sesi beni zaten delirtiyor. | Open Subtitles | دعيني أخمّن، صوت هذا الرجل من الآن بدأ يفقدني صوابي |
O adamı daha önce hiç görmemiştiniz, değil mi? | Open Subtitles | لم ترى ذلك الرجل من قبل فى حياتكِ أبداً , أليس كذلك؟ |
Çünkü bu adamı daha önce hiç görmedim. ÖIü ya da diri. Şey, bu çok ilginç. | Open Subtitles | هذا لن يحدث لأني لم أرى هذا الرجل من قبل حياً او ميتاً |
Daha fazlasını anlatmak isterdim ama bu adamı daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | أتمنى لو كان هناك المزيد، لكنني لم أرى هذا الرجل من قبل في حياتي. |
Bu adamı daha önce görmüş müydün bana söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أخمن أنني أود منك إخباري ما إذا كُنت قد رأيت ذلك الرجل من قبل |
Galiba bana bu adamı daha önce görüp görmediğini söylemek istiyorsun. İyi düşün. Daha önce gördün mü? | Open Subtitles | أريدك أن تخبرني هل رأيت هذا الرجل من قبل وفكر جيداً |
Acaba içinizde bu adamı daha önce gören oldu mu? | Open Subtitles | سؤالنا ما إذا كان أياْ منكم قد رأي هذا الرجل من قبل؟ |
Bayan Reardon, bu adamı daha önce gördünüz mü ? | Open Subtitles | سيدة " ريردون " هل سبق و رأيتى هذا الرجل من قبل ؟ |
yeni yürümeye başlayan bir çocuk tavır yapmaz, ama bir adam her gün dünyaya direnir. | TED | لا يملك طفل صغير موقفا في حد ذاته، لكن الرجل من يصر على عالمه كل يوم. |
Tam diğer ışığı açmak üzereydim ki bir adam, arkamdan saldırdı. | Open Subtitles | لقد كنت على وشك اشعال الضوء الآخر عندما خنقني الرجل من الخلف |
Pençelerini bir adamın hayalarına geçirip felâketine hazır olmaya sürüklüyorsun. | Open Subtitles | تقود الرجل من قضيبه إلى حتفه وتغرسين مخالبك في خصيتاه |
Daha önce de görüştüm bu adamla. Bu eve iki kez gittim. | Open Subtitles | لقد تعاملت مع هذا الرجل من قبل وذهبت إلى هذا المنزل مرتين |
Şu NBC'deki suçluları kovalayan adam mı gelecek? | Open Subtitles | هل الرجل من قناة ان بي سي سوف يأتي ؟ |
Aydan gelen adam, onu çoktan öldürdüğünü sanmıştım da. | Open Subtitles | ذلك الرجل من القمر ولكني أعتقد أنك قد قتلتيه بالفعل |
Gömme işini bitirin ve o herifi çiftliğimden çıkartın. | Open Subtitles | أحرص على أن تطمر ثم أخرج هذا الرجل من مزرعتي |
APD'deki adam benimle teke tek konuşmaya yanaşmaz bile. | Open Subtitles | الرجل من جمعية علماء النفس الأمريكين ، لا يريد التحدث معي وجهاً لوجه. |
Toz, başka bir dünyadaki bir şehirden, cininin içinden süzülerek adama geçiyor. | Open Subtitles | الطيف يخترق هذا الرجل من خلال قرينه من مدينة في عالم آخر. |
o adam tam bir gangster ve üç çocuğu var. | Open Subtitles | هذا الرجل من أشد رجال العصابات و لديه ثلاث أطفال |
Resimdeki adamı bir yerlerden tanıyorum ama neresi olduğunu çıkaramadım. | Open Subtitles | أعرف ذلك الرجل من الصورة ولكني لا أذكر من أين |
Babanı serbest bıraksam bile insanlar onu görecek ve "Heorot'taki adam bu." diyecekler. | Open Subtitles | حتى لو اطلقت سراح والدك سيشاهده الناس وسيقولون "هذا هو الرجل من هيريوت" |
Tamam. Ortalama bir erkeğin vücudunda 5 litre kan vardır. | Open Subtitles | متوسّط ما يحتويه جسد الرجل من دماء حوالي 5 ليترات. |
Tüm sorularını cevaplayacağım fakat şu an O adamı oradan çıkarman gerekiyor. | Open Subtitles | سأجيب كل أسئلتك، لكن الآن أحتاجك لإخراج ذلك الرجل من تلك الغرفة. |
Bu adam hakkında bir şeyler öğrenmeye geldim. Bir şey bilmediğin belli. | Open Subtitles | اريد ان اعرف عن هذا الرجل من الواضح انك لا تعرف شيئا |