Burada gördükleriniz delice üşüşen bir partikül topluluğu, ve bunların her biri Son birkaç saat içerisinde belirlenen, insan duygularını temsil ediyor. | TED | ما تشاهدونه هنا هو كتلة محتشدة بالجزيئات ، كل منها يمثل شعوراً واحداً لشخص ورد ذلك خلال الساعات القليلة الماضية. |
Son birkaç saat çok hızlı geçti. | Open Subtitles | تلك الساعات القليلة الماضية مرت بسرعة شديدة |
Eminim ikiniz de biliyorsunuz ki Son birkaç saat içinde en az bir düzine okul kuralına karşı geldiniz. | Open Subtitles | تدركان بالطبع أنه في الساعات القليلة الماضية أنتهكتم ربما دستة من قوانين المدرسة |
Yalnızca son birkaç saatte sizden bir sürü şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت الكثير منك في الساعات القليلة الماضية |
Ama son birkaç saatte güvenebileceğim ne kadar az insan olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لكن في هذه الساعات القليلة الماضية أدركت كم هم قلة من أثق بهم |
Hayır, son birkaç saattir hiç ses seda yok. | Open Subtitles | لا أدرى لم يحدث أى شىء خلال الساعات القليلة الماضية |
Gerçek şu ki.. son birkaç saattir küpelerimi hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لأكون صادقة, لم أكن أركز علي أقراطي في الساعات القليلة الماضية. |
Geçtiğimiz birkaç saat içinde, Birçok şey oldu ancak nükleer saldırı söylentileri ya da 3. dünya savaşının başladığı tamamen yanlış. | Open Subtitles | فى الساعات القليلة الماضية , حدثت أشياء كثيرة ولكن إشاعات عن هجمات نووية وحرب عالمية ثالثة كلها غير حقيقية |
Son birkaç saat içinde çok zorlu şeylerle karşı karşıya kaldınız. | Open Subtitles | لقد تعرضت لضغوط كبيرة في الساعات القليلة الماضية |
Şef Malley ile Son birkaç saat içerisinde defalarca görüştüm ve bizim tam desteğimize sahip olduğunu açıkça belirttim. | Open Subtitles | تحدثت مع الضابط مالي عدة مرات خلال الساعات القليلة الماضية وبينت له بكل وضوح انه لديه دعمنا الكامل |
"Son birkaç saat içerisinde olgunlaşmanızı izlerken çok etkilendim-" | Open Subtitles | بطريقة نجاتك في الساعات القليلة الماضية. |
Son birkaç saat içindeki tavırları... | Open Subtitles | تصرفاته في الساعات القليلة الماضية |
Bu, bu bölgede Son birkaç saat içinde gerçekleşen dört benzer olaydan yalnızca biriydi. | Open Subtitles | هذه الحادثة هي واحدة من أربع حوادث مشابهة... وقعت في المنطقة خلال الساعات القليلة الماضية |
Program Hassan, nükleer, Bauer gibisinden kelimeleri buluyor ama bu kelimeler zaten Son birkaç saat içinde televizyonda duyulan şeyler. | Open Subtitles | البرنامج يكتشف الكلمات الرئيسية (حسان)، نووي، (باور) لكن كل الكلمات الثلاثة موجودة بالأخبار خلال الساعات القليلة الماضية |
Herkese son birkaç saatte sıradışı bir şeye şahit olup olmadıklarını soruyoruz. | Open Subtitles | ونسأل الجميع إذا كانوا قد شاهدوا أو سمعوا شيء مريب في الساعات القليلة الماضية |
son birkaç saatte teröristler Bin Halid'i öldüren askerleri öldürdüler. | Open Subtitles | خلال الساعات القليلة الماضية قتل الإرهابيين أربعة من (الحُرّاس الذين أخذوا (بن خالد |
Normalde, sizinle aynı fikirde olurdum ama son birkaç saattir detaylara çok dikkat ediyorum. | Open Subtitles | أتعلم، في وضع عادي، كنت سأتفق معك ولكنني قد ألممت بتفاصيل كثيرة في الساعات القليلة الماضية |
Erin, son birkaç saattir aşırı baskı altında olduğunu anlıyorum ancak, bunun için bir sebebin olsa iyi olur. | Open Subtitles | إيرين) أدرك) أنكِ تعرضت للكثير من الضغوط في الساعات القليلة الماضية ولكن من الأفضل أن يكون لديكِ مبرر لهذا |
- son birkaç saattir yapmadım. | Open Subtitles | ليس في الساعات القليلة الماضية |
Karın ağrısı, çürükler Ve kabızlık haberleri birkaç saat içinde salgın derecesine ulaştı, | Open Subtitles | تقارير أوجاع البطن والإمساك وصلت لأعداد رهيبة على مدى الساعات القليلة الماضية |