Merhaba başkomiserim. Kurye firması kurbanın çantasında sadece bir paket olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت شركة الساعي أنّ الضحيّة كان لديه طرد واحد فقط في حقيبته، |
Kurye sizin ajanı oraya götürüyor. Bu bir suçlama işi. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي يقود الساعي رجلكم إليه، هذه مكيدة. |
Bu senin uyandırma kasedin ve bu da ofise Kurye ile gönderilen bir şey... | Open Subtitles | هذا كاسيت استيقاظك وهو اتي الي المكتب من اجلك مع الساعي ؟ |
Bu sabah Arayıcı, askerlere karşı geldi. Bir kızın hayatını kurtardı. | Open Subtitles | لقد وقف الساعي أمام الحراس هذا الصباح لقد أنقذ حياة فتاة |
Arayıcı savaşta tek başına olsa da çok daha fazlasının gücüyle savaşır. | Open Subtitles | مع أن الساعي قد يقاتل لوحده إلا أنه يحارب بقوة العديد |
Acaba, bu Kuryenin elindeki afyonun bir kısmı... sana mı geliyordu? | Open Subtitles | هل أفترض أن كمية من المخدرات التي كان يحملها الساعي هي لك؟ |
İkinci Takım kuryeyi lab'e varmadan haklayacak. | Open Subtitles | فريق عدد سيقطع الساعي من قبل هو حتى يصل إلى المختبر. |
Kurye ninja servisinin mükemmel olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعت أن خدمات النينجا الساعي هي فوق العادة |
Kurye Ninja adı altındaki herşeyi riske atıyorsun, postayı engellemene asla izin vermeyeceğim! | Open Subtitles | مخاطرة بحياتي وتحت اسم النينجا الساعي لن أسمح لك برؤية البريد |
Biz Jack'in Kurye olduğunu düşünüyoruz. Herkesin onun peşinde olmasının nedeni bu. | Open Subtitles | نعتقد ان جاك هو الساعي,لهذا كل شخص يطارده |
- Değil, Kurye çocuk tam dışarı çıkacakken kustu. | Open Subtitles | كلاّ، تقيأ الساعي فقط حين اقترب من زجاج البوابة. |
Kurye kamyonu, ön girişe gelecek ve giriş yapacak. | Open Subtitles | شاحنة الساعي ستتوقف امام المدخل الأمامي لتسجل دخولها |
Kurye bu uçakta. Öyle olduğunu farz etmeliyiz. | Open Subtitles | الساعي موجودٌ في هذه الطائرة يجب أن نفترض ذلك |
O zaman bu bilgi üç bölgeye de yayılsın Arayıcı'yı bulup getireni hayal edemeyeceği şekilde ödüllendirileceğim söylensin. | Open Subtitles | بأن من يجلب لي الساعي سيكافأ بأكثر مما يتخيل إذاً أين نحن ذاهبون بالضبط؟ |
Arayıcı, sıkıntı ve ıstırap zamanında ortaya çıkıp kötülükleri arayıp bularak onlarla savaşacak olan kahramandır. | Open Subtitles | الساعي هو بطلٌ يظهر في وقت المحن والمعاناة |
Ama, Arayıcı'nın ellerinde kötülükle savaşacak güçlerini sunar. | Open Subtitles | لكن في يدي الساعي يمنح القوة لمحاربة الشر |
Kuryenin bu işin sonunu getirebilecek yeterliliği olduğuna emin misin? | Open Subtitles | و أنتَ واثقٌ أنّ هذا الساعي قادرٌ على النجاح؟ |
Kullandıkları Kuryenin kim olduğunu sonunda öğrendik. | Open Subtitles | أخيراً تمكّنا من التّعرف علي الساعي الذي يستخدمونه. |
İkisinin birlikte yattığını düşüyor çünkü Kuryenin garaja kamyonla girdiğini ve yarım saat civarı kaldığını görmüş. | Open Subtitles | بإستثناء ساعي للبريد السريع كانت تظن أنهم على علاقة لأن الساعي كان يضع شاحنته بالمرآب |
kuryeyi durdurmak istiyorsak uçağa binmeliyiz. | Open Subtitles | إن أردنا إيقاف الساعي فيجب أن نستقلّ الطائرة |
kuryeyi ve ne taşıdığını bulana kadar uçağın yönünü değiştirip yere indirir ve karantinaya alırlar. | Open Subtitles | حسناً، سيحوّلون وجهةَ الطائرة، يجعلوها تهبط يحجزوها حتّى يجدوا الساعي و ما يحمله |
Kuryemiz az önce bana e-mail attı. Uçak şu anda ABD ordusunun refakati altında. | Open Subtitles | أرسل الساعي رسالةً لي للتو الطائرة تخضع لمرافقةٍ عسكريّة أمريكيّة |