Fakat gelecek yüzyılın da ötesine gitmek istiyorsak, geleceğimiz uzayda. O yüzden ben | TED | ولكن إذا أردنا أن نستمر الي ما هو أبعد من المئة سنة القادمة فإن مستقبلنا في الفضاء. ولهذا السبب أنا من مؤيدي |
Bu yüzden ben farklıyım. İnsanların en ufak acılarını bile hissedebiliyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا مختلف، يمكنني إستشعار أدنى معاناة للإنسان |
Bu yüzden sana inanıyorum, bu yüzden seni yıllardır destekliyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا أؤمن بك ودعمتك طوال هذه السنين |
Bu yüzden bunu söylüyorum. Söylüyorum çünkü, tekrarlayayım, iyi bir neden için değilse hiçbir şey var olamaz. Güzel rüyamızın, bu uygarlığın nedeni. | TED | لهذا السبب أنا أقول ذلك. أقول ذلك ، لأنه، وأكرر، لا شيء موجود إذا لم يكن لسبب وجيه، سبب حلمنا الجميل، لهذه الحضارة. |
İşte bu nedenle ırkçılığı ortadan kaldırmaya çalışıyorum. | TED | ولهاذا السبب أنا ملتزم بالعمل على تفكيك مبادئ العنصرية. |
Merak ediyorum, sizce düğünü iptal etmeli miyim? | Open Subtitles | و لهذا السبب أنا أتسائل، هل تعتقد أنه ينبغي عليّ إلغاء الزفاف؟ |
Şahane. Bilgisayar işini zaten bunun için seviyorum. | Open Subtitles | هذا خيالى لهذا السبب أنا أحب تسويق أعمال الكومبيوتر |
İşte bu yüzden senden varisimi... eğitmek için yardım etmeni istiyorum. | Open Subtitles | ولهذا السبب أنا أريدك لتساعد في تدريب خليفتي |
Bu yüzden, ben kişisel olarak, kiliseye çok nadir giderim. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا شخصياً أقوم بالذهاب إلى الكنيسة |
Yani, bu yüzden ben bunu, bu l kanıtlamak için bu işleyebilir. | Open Subtitles | أعني ، لهذا السبب أنا أفعل هذا لأثبت لك أنني أستطيع تحمل هذا |
Bu yüzden ben kendi yiyeceğimi kendim yetiştiriyorum | Open Subtitles | ولهذا, حتى لا يضطر قسمه دفع التكاليف لهذا السبب أنا ازرع طعامي |
Bu yüzden seni seviyorum. Her şeyi çabucak anlıyorsun. | Open Subtitles | لذلك السبب أنا أحبكِ فأنتِ تفهمي الأمور بسرعة |
Ve bu yüzden seni Joker maskeni çıkarıp... ruhunu dünyanın gözleri önüne sermeye davet ediyorum. | Open Subtitles | عليك إستخدام قواك السحرية للخير لا الشر. ولهذا السبب أنا أدعوك لنزع قناع الخداع والشر وتكشفي عن روحك كي يراها العالم. |
- Evet, tabii ki. Zaten bu yüzden seni burada gördüğüme şaşırdım. | Open Subtitles | نعم، لهذا السبب أنا متفاجئ من رؤيتك هنا؟ |
Hayır. Demek istediğim - bu şekilde davranmamın nedeni buydu. | Open Subtitles | لا الذي أَعْنيه لهذا السبب أنا تصرفت بمثل هذه الطريقة |
Zorlamak istemememin nedeni bu ama kendini nasıl hissediyorsan öyle gerçekçi olmanı istiyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا لا أُريد أَن أَدفعك لذلك لكنني أريد منك أن تكون صادقاً فى شعورك |
-Aklınla konuştuğunu görüyorum, O'Neill. -Evet, bu nedenle pek fazla birşey söylemem. | Open Subtitles | أَراك تعبر عن رأيك بصراحة، أونيل نعم، لهذا السبب أنا لا أقول الكثير |
Ben buradayım neden Buradasınız nedenle, olduğunu. | Open Subtitles | . لهذا السبب أنتنّ هنا ، لهذا السبب أنا هنا |
İşte bu yüzden onun günlerinde Sakson kanı dökmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | ولهذا السبب أنا أكره إراقة دماء ساكسونية في يومه |
İşte bu yüzden sana gösteriyorum buranın senin yaşayabileceğin bir yer mi olduğunu anlamak için. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا أريك المكان لترى إذا أنت تعلم, أنت تريد أن تعيش في مكان كهذا |
Bu yüzden, sana işini ballandırmayacağım New York'u ballandıracağım. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا لن أقنعك بالوظيفة و لكن أقنعك بنيويورك |
Şahane. Bilgisayar işini zaten bunun için seviyorum. | Open Subtitles | هذا خيالى لهذا السبب أنا أحب تسويق أعمال الكومبيوتر |
Avcı, zaten bunun için geldin. | Open Subtitles | مبيدة , لهذا السبب أنا جئت |
İşte, bu yüzden senden ayrılıyorum yalancı olduğun için. | Open Subtitles | أترى، لهذا السبب أنا أنفصل عنك... أنت كذاب. |
Bu yüzden senden vazgeçmiyorum. | Open Subtitles | ولهذا السبب أنا لا أنوي التخلي عنك. |