"السبب في أنه" - Traduction Arabe en Turc

    • yüzden
        
    • nedeni
        
    Frank bir sosyopat, hayatından endişe ettin, bu yüzden de konuşmadın, sırf bu yüzden şehirden ayrıldı, yani son birkaç aydır bunu biliyorsun. Open Subtitles هو فرانك معتل اجتماعيا، كنت كانت خائفة لحياتك، لذلك كنت لا أقول أي شيء، ولكن هذا هو السبب في أنه ترك المدينة، ل
    Kaynak hazırlıklı olacağımızı biliyordu, bu yüzden güçlerimizin peşine düştü. Open Subtitles عرف المصدر كنا على استعداد، هذا هو السبب في أنه جاء بعد سلطتنا.
    Kaynak evimizde iyleştirebilen biri olduğunu biliyordu bu yüzden Leo'nun peşine düştü. Open Subtitles عرف المصدر كان لدينا معالج في المنزل، هذا هو السبب في أنه جاء بعد ليو.
    Bu yüzden uzun süre öldürmez. Open Subtitles هذا هو السبب في أنه لا يقتل لفترة طويلة.
    Belki de burada yatmasının nedeni inatçılığıdır. Open Subtitles من المحتمل أن مثابرته هي السبب في أنه مستلق هنا الآن
    Bu yüzden yanıldığımızı fark ettiğimiz zaman aşk çabucak şiddete dönüşür. Open Subtitles وهذا هو السبب في أنه عندما نكتشف خطئنا يتحول الحب سريعاً إلى العنف
    Bu yüzden gerçek arkadaş gereklidir ve anlaşılabilirdir. Open Subtitles إذن . هذا هو السبب في أنه من الضروري أن تفهم من هو الصديق الحقيقي
    Babam tek başıma dolaşmamı istemez. Bu yüzden sürekli benimle. Open Subtitles ابي لا يحب ان يكون وحيداً وهذا هو السبب في أنه يريد مننا ان نتزوج
    O yüzden de beni deniz kıyısına götürmek istiyor. Yani konferansa. Open Subtitles إنه السبب في أنه يريد مني أن أرافقه للشاطئ وحسب, أعني إلى المؤتمر
    Beni plaja götürmek istemesi bu yüzden. Yani konferansa. Open Subtitles إنه السبب في أنه يريد مني أن أرافقه للشاطئ وحسب, أعني إلى المؤتمر
    Bu mu yani? Bu yüzden mi beni dönüştürmüyor? Open Subtitles إذاً أهذا هو السبب في أنه لا يريد تحويلي؟
    Bu yüzden artık oraya gidemezsiniz. Open Subtitles وهذا هو السبب في أنه لا يمكنك الذهاب إلى هناك بعد الآن
    Belki de bu yüzden senin hatanı kızın teki yakalamıştır. Open Subtitles ربما هذا هو السبب في أنه الأمر يتطلب فتاة للانتباه لما فاتك.
    Evet, karısı her an ikizleri doğurabilir o yüzden burada değil. Open Subtitles زوجته تتوقع توأمان في اي يوم من الان هذا هو السبب في أنه ليس هنا مم.
    Bu yüzden Yüzbaşı Renard'ı vurdu. Open Subtitles هذا هو السبب في أنه أطلق النار على النقيب رينار
    İşte bu yüzden gelişemiyoruz. Open Subtitles هذا السبب في أنه لايمكننا الحصول على أشياء جميلة
    Bu yüzden söylemesi zor. Open Subtitles وهذا هو السبب في أنه من الصعب أن نقول هذا القرف.
    Bu yüzden evi satmazdı. Open Subtitles هذا هو السبب في أنه لم يكن يريد أن يأتي إلى هنا.
    Bu yüzden sana ve senin gibi mallara katlanıyor. Open Subtitles هذا هو السبب في أنه يتسامح معك و مع غباءك
    İyi olmamalarının nedeni de, içlerine köpek kakası koydum. Open Subtitles و السبب في أنه ليس جيداً، هو أنني وضعت براز كلبٍ فيه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus