Sanırım seninle tanışmak istemememin nedeni buydu. | Open Subtitles | اتعرفين ؟ اظن انه لهذا السبب لم ارغب في مقابلتك |
Bu yüzden hiç ilerleyemedin. | Open Subtitles | يمكن لهذا السبب لم تنتقل للعالم الاخر حتي الان |
O halde aptalın tekisin bu yüzden bir türlü anlaşamadık. | Open Subtitles | إذاً أنت أحمق بائس ولهذا السبب لم تنجح علاقتنا |
Aileni korumaya çalıştığının farkındayım. Zaten tam da bu yüzden seni adalete engel olmakla itham etmeyeceğim. | Open Subtitles | أعلم بأنّك كنت تحمّي عائلتك، لهذا السبب لم أقم باتهامك بإعاقة العدالة |
Bu yüzden, hiçbir zaman seni tanımak için zamana ihtiyacım varmış gibi hissetmedim sanki seni zaten bir yerlerden hatırlıyordum. | Open Subtitles | .وللابد ولهذا السبب , لم يٌشعر ابداً بأني عرفتك |
- Belki de o yüzden giremedim. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | . ربما لذلك السبب لم يقبلونى .حقا لم تقبلى ؟ |
O çocuk yıldız olacak. Bu yüzden onu almazlar. | Open Subtitles | ـ ذلك الفتى نجم في تطور التقدم ـ ولهذا السبب لم يحدث أبداً |
İşte bu yüzden sana söylemedim. İnkar edebilesin diye. | Open Subtitles | لهذا السبب لم أخبركِ بذلك , فأنتِ تملكين قدرة كبيرة على الرفض |
İşte bu yüzden telefonum hariç hiçbir yere bir şey yazmam. | Open Subtitles | لهذا السبب لم أعد أقم بها بإستثناء القيام بها على هاتفي |
Belki de polisin sana öldürüldüğünü söylememe nedeni budur. Belki de polisin sana öldürüldüğünü söylememe nedeni budur. | Open Subtitles | حسناً, ربما لهذا السبب لم يخبروكِ الشرطة بأنه قد أغتيل, |
Ayın karanlık tarafını hiçbir zaman göremememizin nedeni,... yerçekiminin inceliklerinden kaynaklanmaktadır. | Open Subtitles | ولهذا السبب لم نكن نرى الجانب المظلم من القمر هو الجميع .. وصولاً الى الدقة التي تعمل الجاذبية. |
Son birkaç gündür eve veya işe gitmemenin nedeni bu mu? | Open Subtitles | ألهذا السبب لم تكوني بالمنزل أو العمل بالايام الماضيه؟ |
İşte bu yüzden hiç yükselemedin. | Open Subtitles | لهذا السبب لم تصل إلى الرف العلوي يا صديقي |
Işte bu yüzden hiç ot bulamadım. Sorun degil. | Open Subtitles | على أية حال, لهذا السبب لم أتمكن من الحصول على أي حشيش |
Belki de bu yüzden hiç yakın olamadık. | Open Subtitles | ربما لهذا السبب لم يمكننا أن نكون قريبين من بعضنا. |
Ondan nefret ettiğini biliyorum, bu yüzden bir şey söylemek istemiyordum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك أكرهها، وهذا هو السبب لم أكن أريد أن أقول أي شيء، |
Bu yüzden bir daha söylemedim. | Open Subtitles | نعم، لهذا السبب لم أغنّها ثانيةً |
Bu yüzden seni oyunlara ya da her neyse artık, götüremiyordum. | Open Subtitles | لهذا السبب لم أتمكن من أخذك إلى المبارة أو مهما كان ذلك. |
Bu yüzden seni kızımın yanına yaklaştırmadım. | Open Subtitles | لهذا السبب لم أدعكَ تقترب من ابنتي |
Bu yüzden hiçbir şey söylemiyorsun. | Open Subtitles | لهذا السبب لم تقولي شيئاً |
Bu yüzden hiçbir testte gözükmüyorlar. | Open Subtitles | لهذا السبب لم يظهروا بأي فحص |
Hâlâ onun odası gibi. Herhâlde o yüzden yerleşemedim daha. | Open Subtitles | لا يزال يبدو كمكتبها، أظنّني لهذا السبب لم أفرغ متاعي |
Hız Gücü'nde. o yüzden onu sadece hızcılar görebiliyor. | Open Subtitles | إنه في قوة السرعة لهذا السبب لم يتمكن سوى المتسارعين من رؤيته |
Evet, kesinlikle 13. Bu yüzden sana söylemedim. | Open Subtitles | نعم انا متأكد انها 13 مرة بالضبط, ولهذا السبب لم اخبرك بالامر |
İşte bu yüzden daha önce konuşmadım. Ne işe yaradı bu? | Open Subtitles | لهذا السبب لم أتقدم من قبل ما الأمر الجيد الذي فعلناه؟ |