Hapishane senin için cehennemdi Marv. Bu seferki ömür boyu olabilir. | Open Subtitles | السجن كان جحيم بالنسبة لك مارف ستكون المدة مدى الحياة هذه المرة |
Hapishane eğlenceli ve diğer yeteneklerimi gösterebileceğim bir yer. | Open Subtitles | السجن كان مكان مرح حيث أري الآخرين مهاراتي |
Otuzbircinin teki Hapisten çıkalı daha altı ay olmadan kafayı çekip, karıştığı kavgada yamultuluyor bunun üzerine eve gidip, bir tabancayla geri geliyor ve adamı vuruyor. | Open Subtitles | بعض الغباء لا ينقضى بعد قضاء ستة أشهر فى السجن كان ثملا و إشتبك فى مشاجره فذهب لمنزله و أخذ مسدسا |
Hapisten çıkıp eve döndüğünde aklında bir çok plan vardı. | Open Subtitles | عندما أودعتموه في السجن كان لديه خطط كبيرة |
Hapis bölümüne gece yarısından beri yarım hava veriliyor. | Open Subtitles | قطاع السجن كان على نصف التزويد بالهواء منذ ليلة أمس |
Hapse girdiğinde, bu bir nimetti fakat çıkmasına izin verdiniz. | Open Subtitles | عندما كان يدخل السجن كان ذلك نعمةً، ولكنكم واصلتم إخراجه |
Dostum, dışarısı çok sessiz. Ama içeride çok gürültü var, biliyor musun? | Open Subtitles | يوجد هدوء هنا في الخارج ، هناك في السجن كان الصخب دائماً.. |
Dün Hapishanede ziyaret ettiğin kişi babandı, değil mi? | Open Subtitles | ذلك هو من كنت تزوره بالأمس .. في السجن كان والدك, اليس كذلك ؟ |
Hapishane yaz kampına benzemez ama geçinip gidiyoruz işte. | Open Subtitles | ليس وكأن السجن كان مثل المخيم الصيفي ولكن كنا جميعاً على إنسجام |
İşte bu. Hapishane. Anlamam lazımdı. | Open Subtitles | هذا هو ، السجن كان ينبغى على أن أعرف |
Yargıç çocuğa ıslahhanede üç yıl vermiş, ama... babasını düşününce, bence Hapishane onun için daha iyi olurmuş. | Open Subtitles | أعطى القاضي الطفل ثلاثة سنوات في مركز الأحداث، لكن... بالنظر إلى أبيه، أعتقد أن ذلك السجن كان أحسن له |
Hapishane kapısı her zaman açıktı. | Open Subtitles | وباب السجن كان مفتوحاً طوال الوقت |
Hapisten kurtulduğum için size şahsen teşekkür etmeliyim. | Open Subtitles | من أجل نجاتي من السجن كان لا بد أن أشكرك شخصياً. |
Hapisten kaçmaya çalışırken ölmüştün. Tanıklar da vardı. | Open Subtitles | ،لقد مت في عملية الهروب من السجن كان هنالك شهود |
O Hapishane benim için bir Hapis gibiydi. | Open Subtitles | هذا السجن كان كالسجن بالنسبة لي |
Düşünüp taşınıp, kendi kendime: "Seni Hapse atanlar, senin iyiliğini istiyordu." demem için. | Open Subtitles | كي أتوقف وأفكر، من وضعني في السجن كان يريد بي خيراً |
Dostum, dışarısı çok sessiz. Ama içeride çok gürültü var, biliyor musun? | Open Subtitles | يوجد هدوء هنا في الخارج ، هناك في السجن كان الصخب دائماً.. |
Her neyse, düğün Hapishanede oluğundan parmaklık şeklinde çikolata ve kilit şekli verilmiş tütsülenmiş somon veriyoruz. | Open Subtitles | على أية حال للألتزام بطلبات السجن كان من ضمن الأشياء التي قدمناها قطع الشوكولاته ونوع من السمك اليهودي يسمى لوكس |