"السحاب" - Traduction Arabe en Turc

• bulut
• bulutların
• Fermuarı
• bulutlar
• bulutlara
• Fermuarımı
• Fermuar
• bulutlarda
• bulutları
• Fermuarın
• bulutlarla
• buluta
• bulutun
• delenler
• bulutlardan

Çünkü Güneş enerjisini oldukça öngörülemez yapan bir etken var: bulut örtüsü.
لأنه هناك عامل واحد يجعل الطاقة الشمسية صعبة التنبؤ بها: تغطية السحاب.

Bilirsin, biraz önce sanki bulutların üstündeydim oysa Jake ve senin aranda fazlalıkmışım.
كنت أحلق بين السحاب ولم يكن هذا سوى انعكاس لوهجكما المتقد أنتِ وجاك

Fermuarı söktüm, bu sayede kendi başına pantolonunu indirip giyebilecekti.
قُمت بازالة السحاب ليتمكن من سحبه للأعلى والأسفل بنفسه.

Ve gemiler Bağdat kadar büyük... yelkenleri bulutlar kadar.
هناك سفن ضخمة بحجم مدينة بغداد وشراعتها العملاقة تصل إلى السحاب

Azgın okyanusları gördüm köpükler içinde gemi azıya almış bulutlara karşı.
وقد رأيت المحيط الهائج وهو يهدر ويزبد، حتى يطاول عنان السحاب

Nasıl yaptığıma bakmak ister misin? Fermuarımı filan indiriyorum.
هل تريد مشاهدة كيف افعلها, فك السحاب وكل شيء ؟

Eğer giysinin geçirmezliği herhangi bir şekilde zarar görürse... kumaşı yırtılır veya bir Fermuar açık kalırsa... geri dönmene izin verilmez.
ان سلامة البذة هي عهدتك على اية حال واذا تمزق نسيجها او كان السحاب غير مغلق فلن نستجب لك حين عودتك

Sığınağı bulutlarda arıyorsan, yağmur rüzgarlarını atlatırım.
لو أنك تبحثين عن المأوى بين السحاب سوف أحميك من أمطار الرياح العاتية

2005 senesinde, Ekvator'da, bulut ormanlarında yeni bir yarasa türü keşfedilmişti.
في عام 2005، تم اكتشاف نوع جديد من الخفافيش في غابات السحاب في الإكوادور.

Ve bir bakıma, ihtiyacınız olan tek şey aslında bir diz üstü bulut.
وهكذا بطريقة ما، كل ما تحتاجه هو كتاب السحاب.

Artık bütün iş, bulutların dağılmasına ve Tanrı'nın bizimle birlikte olmasına kaldı.
كل شيء معد للحظة ان ينقشع السحاب ان اراد الله ان يساعدنا

Üstünü değiştirirken, Fermuarı çekme kısmı gelene kadar balkonda bekletirdi beni.
أينما تغير ملابسها, كانت تجعلني أنتظر في الشرفة حتى يأتي وقت إغلاق السحاب

- Fermuarı aç. - Normal bir şey giy sen de.
ـ ارفع السحاب ـ لما لا ترتدي الملابس العادية

Hareket ediyorlar Bay Hughes! bulutlar hareket eder! - İşleri bu!
انه يتحرك، السحاب يتحرّك تلك طبيعته، يتحرك

Sonra da birileri bulutlara gitti.
ثم .. اختُطِفَ المختارون في الهواء إلى السحاب

- Evet. Zahmet olmazsa şu Fermuarımı çekebilir misiniz?
ممكن ان تغلق لي السحاب الخاص بالبنطال?

Nasıl oluyor da Fermuar ayağının, mekiğin ve iğin ne olduğunu bilebiliyorum?
كيف أعرف ما هى درزة السحاب والمكوك والبكرة وإلى ما هنالك

Bir çok trompet sesi duydum ve bulutlarda yıldırım gibi giyinmiş bir adam gördüm.
وسمعت بوق عالي.. ورأيت إنساناً جالساً على السحاب وكان لباسه مثل البرق

Mate, pervaz bulutları yükseltmemiz mümkün mü, pervaz bitince, biliyor musun?
ما رأيك يمكننا ركوب السحاب ما أن تدخل ذلك؟

Fermuarın uzunluğu hoşuma gitmedi ama işin iyi tarafı suya dayanıklı gözüküyor.
حسناً , لم يعجبني طول السحاب ولكن على الجانب الإيجابي فإنه يبدو كـمعطف مطري

Gökyüzünün gelip giden bulutlarla dakikası dakikasına ne kadar farklı olduğunu çok nadiren fark ederiz.
نادرا ما نلاحظ أن هناك شيء مختلف من لحظة لأخرى, مع السحاب المتحرك

İkinici şey -- bazıları buna bulut diyor, be bu sayede bir anlamda buluta dokunuyoruz.
الشئ الثاني هو-- يسمي بعض الناس هذا بالسحابة، وأنك نوعاً ما تلامس السحاب بهذا.

Ama biz bugün olağanüstü zengin bir dijital arşiv yaratıyoruz ve biz gittikten seneler sonra bile bu arşiv bulutun içinde bilinmez bir süre boyunca kalacak.
لكن اليوم يتم إنشاء أرشيفات تقنية في غاية الغنى ستبقى في أنظمة السحاب إلى أجل غير مسمى، سنوات بعد موتنا.

Hava alanları, 100 katlı gök delenler yapacağım.
سأبني المطارات سأبني ناطحات السحاب بأرتفاع مائة طابق

Ve bulutlardan bir ışık geliyordu böcekleri falan emiyordu.
وهذا الضؤ القادم من السحاب الذى امتص الحشرات وهذه الاشياء