Beyaz Sakal o silahları kullanırsa, Samurayların ve kılıç öğretisinin sonu geldi demektir. | Open Subtitles | لو ان الملتحي الأبيض استخدم البنادق سينهي ذلك صناعة السيوف و عصر الساموراي |
kılıç ustaları tarihinin en acınacak derecede... kolay pususu olarak değerlendilmelidir bu. | Open Subtitles | ذلك يجب أن يُصنّف كأسهل كمين مثير للشفقة في تاريخ إمرأة السيوف |
Ana okulu sınıfında plastik bıçak, kılıç ve balta gibi şeyleri kullanamazsınız. | TED | فلا يجب ان يكون هناك في دار الحضانة أية من المسدسات او السيوف او الاسلحة البلاستيكية |
Ama birçoğu sihirli kılıçlar ve büyü yardımıyla kazanılması imkânsız savaşlar veren efsanevi kahramanlarla ilgiliydi. | TED | ولكن العديد تضمنوا أبطال أسطوريين يقاتلون معارك طويلة بمساعدة السيوف السحرية والشعوذة. |
Sadece kılıçları test edeceğinize sizi dövüşürken görmeyi tercih ederdim. | Open Subtitles | أفضل أن أراكما تتبارزان على أن تختبران السيوف فقط |
kılıçların geçtiği efsanelerde, ölü ya da diri her şeyi öldürebildikleri söyleniyor. | Open Subtitles | السيوف التي تتحدث عنها الخرافات يمكنها تدمير أي شيء حي أو ميت |
Kaç tane asker, kaç tane kılıç bulabilir ki? | Open Subtitles | كم من الرجال وكم من السيوف يمكن أن يجهز له؟ |
Ormanlar çingenelerle doludur ve çingeneler arasında bir sürü madrabaz bulunur, kılıç yutanlar kırık cam yiyenler ve alev yutanlar. | Open Subtitles | و الغجر مليئين بممارسى الخدع البهلوانية مثل بالعى السيوف و ماضغى الاكواب المكسرة , و أكلى النار |
Sana söylüyorum haftalarca kılıç sesleri kafamda yankılandı durdu. | Open Subtitles | دعنى أقول لك لقد ظل رأسى يردد صوت السيوف بعد ذلك بأسبوعين |
Bağrışmaları duyduk,ve kılıç çarpışmalarını. Gelebileceğimiz en hızlı şekilde geldik. | Open Subtitles | سمعنا الصرخات وصليل السيوف فأتينا بأقصى سرعة |
Rüyanda puro, muz ya da kısa kör kılıç var mıydı? | Open Subtitles | في هذا حلمِ لك، كَانتْ هناك أيّ سيجارات، السيوف الصريحة المعتوهة أَو القصيرة؟ |
Büyülü kılıç ustalarının çoğu pazar günü açık değil. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير من عاشقى السيوف يفتحوا يوم الأحد |
Fakat Japonlar, Orta Çağ'dan beri böyle kılıçlar yapmıyorlar. | Open Subtitles | اليابانيون لم يصعنوا السيوف مثل ذلك حتى العصور الوسطى |
Bu kalitede kılıçlar bulmak o kadar kolay değil. | Open Subtitles | السيوف بهذه النوعية ليست سهلة الحصول عليها |
O kılıçlar uzun zamandır orada asılı. | Open Subtitles | حسناً .. هذه السيوف معلقين منذ مده طويلة هنا |
Üc denizci daha varmış ama kılıçları yasal olarak almışlar. | Open Subtitles | اشتروا السيوف بطريقة ليست قانونية وأن معي أوصافهم |
İkisi de Puerto Rico'daki dükkandan subay kılıçları aldı. | Open Subtitles | وكلاهما اشترى السيوف من مركز القاعدة للتبادل في بورتيكو |
Seslere ek olarak, dövüşün kendi seside vardı... kılıçların çarpışması. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أصوات الصراخ، كان هناك صوت القتال نفسه صليل السيوف |
Bu yüzden, en azından bambu kılıcı kullanmaması konusunda ısrarcı olmuştum. | Open Subtitles | لهذا السبب ألححت بضرورة عدم أستخدام السيوف المصنوعة من الخيرزان |
- Erkekseniz. kılıçlarınızı çekin hadi! | Open Subtitles | اسحبوا السيوف اسحبوا السيوف لو أنكم رجالا |
Bugünse Kale'nin kılıçla olan becerilerinize değil ellerinize ihtiyacı var. | Open Subtitles | اليوم، لا يحتاج الحصن لمهارتكم مع السيوف. إنه يحتاج أياديكم. |
O zalim kılıçlardan ürkmek bilmeyiz, Çok daha keskinken bizim cesaretimiz. | Open Subtitles | لن نهاب تلك السيوف القاسية فشجاعتنا أشد قسوة |
O kılıçlarla bana yaklaşana kadar etrafınız oklarla çevrilecek, kirpi gibi olacaksınız. | Open Subtitles | مع الوقت تقترب بما فيه الكفاية لإستعمال تلك السيوف أنت ستكون ملئ بالأسهم أنت ستبدو مثل القنافذ |
Hey... o üç kılıçlı adam Zoro! | Open Subtitles | يا إلهي هذا الشخص ذا السيوف الثلاثة هو زورو |
Bu Vatikan tarafından kutsanmış üç gümüş kılıçtan biri. | Open Subtitles | هل هذا إحدى الثلاثة السيوف المباركة بالمُياه المقدسة؟ |
Korsan olmanın en güzel yanı ne yağma ne de pala. | Open Subtitles | افضل شيء كونك قرصانا ليست السرقة ولا السيوف |
Sonraki gün hastaları bir kamyonete yerleştirdik. Bizim korkusuzlar da öteki kamyonete doluştu. | Open Subtitles | اليوم التالي، انتقلنا مع المرضى في شاحنة، ورفاق "السيوف المشتعلة" في شاحنة آخرى. |