Haksız mıyım bilmiyorum ama senin de aynı şeyi yaptığını düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنكِ تفعلين الشئ ذاته إلا إن رأيت الأمر بطريقة آخرى |
Dili anlamıyoruz ancak aynı şeyi ifade ediyoruz. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً، نحن لا نفهم لغة بعضنا البعض لكننا نعنى الشئ ذاته |
Seçmenlerinin senin için aynı şeyi söyleyebileceklerinden şüpheliyim. | Open Subtitles | و أشك تماما أنك فى أعماقك تستطيع قول الشئ ذاته عن نفسك |
ve dışarda daha fazla onlar yardıma ihtiyacı olan ve gidecek bir yerleri olmayan insanlar sen de burda insanlara yardım ediyorsun bu aynı şey değil. | Open Subtitles | ناس ليس لديهم مكان آخر ليقصدوه أشخاص يحتاجون المساعده -انت تساعد الناس هنا كل يوم -ليس الشئ ذاته |
Koç Raynor, sizce aynısının | Open Subtitles | المدرب راينور الا تقلق ان يفعل الشئ ذاته |
Senin annen ve baban da aynı şeyi düşünecekler. Heyecanlanmaya başlayacaklar, planlar yapacaklar. | Open Subtitles | وسيحسب أبويك الشئ ذاته ، وستثور حماستهما ، ويبدءان بالتخطيط للمستقبل |
İnanıyorum ki Doktor Weir. Sizin yerinizde ben olsaydım, aynı şeyi yapardım. | Open Subtitles | وير أننى لو كنت مكانك ربما كنت سأفعل الشئ ذاته |
aynı şeyi siz de benim çocuklarım için yapardınız. Büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | ،بحقك، كنت لتفعل الشئ ذاته لأطفالي هذا ليس بالأمر الكبير |
Demek istediğim eğer katil iş sitelerinde gezerek kurbanlarını arıyorsa aynı şeyi biz de yapamaz mıyız? | Open Subtitles | ربما كان القاتل يتصفح المواقع المهنية، بحثاً عن الضحايا. عليّنا فعل الشئ ذاته لتحديد الـأهداف المُحتملة. |
Ama bu adam her seferinde aynı yerde aynı şeyi yapıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يفعل الشئ ذاته كل مره.. في أماكن متشابهة |
Senin de aynı şeyi yaptığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | يبدو أنَّني أتذكرُ رؤيتكِ تفعلينّ الشئ ذاته |
aynı şeyi ben de senin için söyleyebilirim ama seni değiştirmek istemediğim için söylemeyeceğim. | Open Subtitles | يُمكن أن أقول الشئ ذاته عنكِ لكني لا أريد تغيير شئ واحد بكِ لذا لن أفعل |
Ne bekliyordun yani?" Eğer almanlar buraya gelirse, yine aynı şeyi söyleriz. | Open Subtitles | وإن جاء الألمان هنا، نقول الشئ ذاته |
- 185 az önce radardan kayboldu. - Anlaşıldı, kule biz de aynı şeyi gördük. | Open Subtitles | .لقد إنطلقت 185 لتوها للشبكة - .عُلِم أيها البرج, نحن نري الشئ ذاته - |
Anlaşıldı, kule. Biz de aynı şeyi gördük. | Open Subtitles | عُلِم أيها البرج, نحن نري الشئ ذاته |
Ara verme, ayrılma. İkisi de aynı şey. | Open Subtitles | فترة الراحة والإنفصال هما الشئ ذاته |
Yani, bence aynı şey için buradayız onu alaşağı etmeden önce Conrad'den ne alabiliyorsak almak. | Open Subtitles | إذن أعتقد، أن كلانا تُريد الشئ ذاته. أن نحصل علي كل ما يمكننا من (كونراد) قبل إسقاطة. |
- Bu aynı şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس الشئ ذاته |
Koç Raynor, sizce aynısının | Open Subtitles | المدرب راينور الا تقلق ان يفعل الشئ ذاته |
Burada da aynı şeyi yapmaması için bir neden yok. | Open Subtitles | لا أرى لماذا لن يفعل الشئ ذاته هنا. |