| genç kesime hitap ettiğini için dizinin ertelendiğini duydum diziye bir aile yaşantısı eklersek iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لانني سمعت ان العرض تأجل لمحتواه الشبابي , جعلني ذلك اتسائل ان كانت اضافه مشاهد عائليه قد تساعد |
| İlk olarak, serbestçe dolaşan bir genç ışığı görüyorum sizde. | Open Subtitles | لديك ذلك الوهج الشبابي غير المُثقل بأي ارتباط بادياً على مُحيّاك مثل أي مُبتدئ |
| 23 yaşımdayım ama bir korumaya ihtiyacım olduğunu bana düşündüren sebeplerden biri genç görünümüm. | Open Subtitles | انا بالـ23 لكن مضهري الشبابي واحداً من الاسباب التي احتاج فيها الى حارس |
| - Bu da genç göstermesini açıklar. | Open Subtitles | ذلك يمكنه أن يبدأ في شرح مظهرها الشبابي |
| Heyhat, ne kadar fena yok etmek, böyle genç ve güzel bir yüzü. | Open Subtitles | أنت جميل للغاية على أن يتم تدميرك ! هذا الوجه الشبابي الوسيم |
| genç ve havalı şeyler yazmalıyız. | Open Subtitles | تكون مثل أسلوب سابرينا الشبابي |