Bırak da tüp berrak sıvıyla dolsun. - Aa... - Ooo. | Open Subtitles | دعي الأنبوب يمتلئ بالسائل الشفاف اللعنة, هل أصبت شريانًا |
berrak yeşil suyu... | Open Subtitles | هذا الماء الشفاف الخفيف الإخضرار |
Dev saydam yapraklar halinden yarı saydam tuğlalara kadar her şekilde bulabilirsiniz. | TED | يأتي بأشكال مختلفة مثل ألواح ضخمة بالغة الصفاء وحتى القرميد الشفاف. |
saydam bir ekranı ve parmakları algılayabilen derinliğe duyarlı kameraları birleştirerek, ellerinizi klavyeden kaldırıp üç boyutlu boşluğun içine uzanarak çıplak ellerinizle pikselleri tutabilirsiniz. | TED | من خلال الجمع بين العرض الشفاف وكاميرات العمق من أجل استشعار أصابعك ووجهك، يمكنك الآن رفع يديك من لوحة المفاتيح وتمدها داخل هذا الفضاء الثلاثي الأبعاد وتلتقط بكسلات بيدك المجردة. |
O zaman üstünde çok düşünmemiştim, ancak bir ihtimalle bir şey gözündeki tapetum lucidum tabakasını engellemiş olabilir. | Open Subtitles | لم اعر لذلك اهتماما, لكن هذا ممكن لابد من وجود شيء يعيق بساطه الشفاف |
Gözlerinde tapetum tabakası ve hiperaktif folikülleri var. | Open Subtitles | البساط الشفاف في العينين الثمرة الجرابية ناشطة بزيادة |
Bu bulutu sevmemin sebebi çevresindeki transparan hava ile eşdeğerde su tutuyor olması. | TED | أحب هذه الغيوم لأن لديها نفس محتوى الماء بالضبط كما للهواء الشفاف حولها. |
...çıplak ve lekesiz aklın, sınırları olmayan şeffaf bir boşluğa dönüştüğü yerdesin. | Open Subtitles | ويشبه الفكر الناقي المجرد الفراغ الشفاف بدون محيط أو محور. |
Önce berrak sıvıyı şırınga et. Hemen yap. | Open Subtitles | احقن نفسك الآن بالسائل الشفاف أولاً. |
Ve son olarak, saydam bir biopolimer membranla kaplanmış bu biyonik yapı, geleceğin hava taşıtlarını radikal olarak değiştirecek. | TED | وأخيراً، هذه البنية ذات الأعضاء الآلية، المغطاة بغطاء البوليمر الحيوي الشفاف سوف تغير جذرياً كيف ننظر إلى الطائرات في المستقبل. |
2023'te, düşünün ki bir oyuncusunuz kalabalıkta yürüyorsunuz ve sonraki maçınız yüzünüzün sağ tarafında saydam plastikten bir maskede görüntüleniyor zaten o anda takıyor olduğunuz bir şey bu. | TED | في 2023، تخيل أنك لاعب تعود إلى الحشد وقد عُرضت لعبتك القادمة أمام وجهك تمامًا على الواقي البلاستك الشفاف الخاص بك الذي ترتديه بالفعل الآن. |
Gauss Eğrisi, bu saydam kutuda tıpkı “Sandman”deki Düş gibi sıkışıp kalmış. | TED | منحنى غاوس، محاصرة هنا داخل هذا الصندوق الشفاف كشخصية دريم في كوميديا "ذ ساندمان". |
Gözlerinde tapetum tabakası ve hiperaktif folikülleri var. | Open Subtitles | جنكنز)، أبقي عينيك عليه) البساط الشفاف في العينين الثمرة الجرابية ناشطة بزيادة |
Kalkanlar "O" sınıfı bir yıldızın elektromanyetik alanını .bu kadar geniş ve transparan bir yüzeyden yeterince süzemez. | Open Subtitles | الحرارة الناتجة عن نجم من هذه الفئة قوية جداً على درع السفينة ليُضعف مثل هذا السطح الشفاف الكبير |
Ya da bir diğer transparan güzellik, atan bir kalbe sahip, üremeye eşeyli devam edecek olan yavruların, başının tepesinde eşeysiz olarak üremesini sağlıyor. | TED | وماذا عن هذه الجميل الشفاف ذو القلب النابض، في قمة رأسه ينتج نسلاً بالطريق اللاجنسي، هذا النسل ينمو ويتكاثر بالطريق الجنسي. |
Sonra şeffaf bir gecelik giyer ve her tarafı gözükürdü. | Open Subtitles | ثم ترتدى هذا الرداء الشفاف ...حيث يمكن لأى شخص الرؤية من خلالة |
şu an yanıyorum ve şeffaf bir üst ve fark edilen bir sütyen giyiyorum. | Open Subtitles | للتو عدت من محل تار-جاي وأنا ألبس الثوب الشفاف من أعلى وحمالة صدر معقولة جديدة |