| Bence olmam gereken yer burası, Dr. Gravamen. | Open Subtitles | ولكني في حاجة لوجودي هنا ، والدكتور مدار الشكوي. |
| Dr. Gravamen da harika bir insandır, biliyor musun? | Open Subtitles | والدكتور مدار الشكوي هو رجل عظيم ، وانت تعرف؟ |
| Peki ya Gravamen'da bir aşı varsa, bunca zaman biz burada ne yapıyorduk? | Open Subtitles | إذا كان مدار الشكوي لقاح ، ما الذي فعلناه هنا في هذا الوقت كله؟ |
| Hadi hemen gidelim. Eve gitmekten şikayet ediyor senin mabede. | Open Subtitles | - الشكوي من الذهاب الي منزلك الي الملجأ الخاص بك |
| Her zaman şikayet ederdim; boktan motellerden, sürekli yer değiştirmemizden... | Open Subtitles | .. أجل, لقد كنت دائم الشكوي من النُزل السيئة |
| - O zaman kampüs polisine yapılan şikayet de sendedir. | Open Subtitles | لذا لديك الشكوي التي قدمتها بشرطة الحرم الجامعي؟ نعم |
| Bölümüne yapılan şikayetler koridora kadar uzuyor. | Open Subtitles | إدارة الشكوي في نهاية الممر |
| Yüzleşin artık, Gravamen dışarıda sadece saatleri sayıyor. | Open Subtitles | نواجه الأمر ، من مادة الشكوي وهناك مجرد عد ذلك الوقت. |
| Gravamen ve diğerleri artık bizim için önemli değil. | Open Subtitles | مادة الشكوي وغيرهم أي والمستهلكة على الفور. |
| Bütün saygımla, Dr. Gravamen. | Open Subtitles | مع كل الاحترام الواجب ، والدكتور مدار الشكوي ، |
| Jerron, Dr. Gravamen'la konuşmam lazım.. | Open Subtitles | Jerron ، ولست بحاجة للتحدث الى الدكتور مدار الشكوي. |
| Dr. Gravamen, yapılması gerekeni bilir. | Open Subtitles | هل الدكتور مدار الشكوي أعرف ماذا أفعل. |
| Gravamen bizi izliyor, değil mi? | Open Subtitles | مادة الشكوي ويراقبنا ، أليس كذلك؟ |
| Gravamen ve işçi arıları kendilerini aşmışlar. | Open Subtitles | سبقنا مادة الشكوي والشغالات له أنفسهم. |
| Sanki ortada bir sadizm vardır -- işleri kötü giden insanlardan keyif duyarız, bu yüzden ahlarız vahlarız ve onları şikayet ederiz | TED | انه كما لو كان هناك بعض الشماتة هناك -- أننا فعلاً نجد سعادة حينما يخطيء الأخرين، حتي يمكننا الشكوي والتأوه وأنتقادهم. |
| Çocuklar öyle yapar... şikayet ederler. | Open Subtitles | هذا ما يفعله الأطفال, دائمين الشكوي |
| Bundan böyle söz veriyorum nadiren şikayet edeceğim. | Open Subtitles | .! من الان وصاعدا, اعد باني ساتوقف عن الشكوي |
| Prosciutto, şikayet etmeyi kes. Arthur burda ve güvende | Open Subtitles | كف عن الشكوي , المهم أن "ارثر" هنا سليم ومعافي |
| şikayet etmeyi kes, Henry. Yorucu oluyor. | Open Subtitles | توقف عن الشكوي,هنري انه ممل |
| Anne, dün sabahtan beri buradayım ama sen hâlâ babamı şikayet edip duruyorsun. | Open Subtitles | -أمي ، أنا هنا منذُ صباح آمس ... . و لم تتوقفي عنّ الشكوي حول أبي ألم تشعري بالتعب حول هذا الامر؟ |
| Bölümüne yapılan şikayetler koridora kadar uzuyor. | Open Subtitles | إدارة الشكوي في نهاية الممر |