Peki ya, orta yaş bunalımında olan erkeklerin yaptığı diğer şey? | Open Subtitles | حسنـاً، مــاذا بشأن الشيء الآخر ،هل أثرت به أزمة مُنتصف العمر؟ |
Utanç hakkında bilmeniz gereken diğer şey ise tamamen cinsiyete göre organize olduğu. | TED | الشيء الآخر الذي ينبغي علينا معرفته عن العار بأنه مرتب حسب الجنس. |
Yapılması gerektiğine inandığım bir diğer şey de yoksul çiftçiler için teknoloji üretmek. Böylece ürünleri değer kazanacaktır. | TED | الشيء الآخر الذي اؤمن به هو الحاجة لصنع تقنيات للمزارعين الفقراء لاضافة قيمة لمحاصيلهم. |
Ama bu diğer şeyi aramaya doğal bir eğilimimiz var. | Open Subtitles | لكن بداخلنا توقٌ فطريّ تجاه هذا الشيء الآخر. |
Ama aslında endüstri öncesi dönemde de yaşanmış ilginç olan başka bir şey daha var. | TED | ولكن الشيء المثير للاهتمام هو الشيء الآخر الذي حدث في العالم ما قبل الصناعي. |
Diğer şeyden bahsediyorum. | Open Subtitles | كما تعرف , الشيء الآخر |
Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğudur. | TED | الشيء الآخر الذي بدأنا ندركه هو أن العِرْق هو مؤشر ضعيف على التعددية. |
Afrika hakkında hatırlanacak bir diğer şey de tarımlarının çoğunluğunun yağmura dayanmakta olduğu. | TED | و الشيء الآخر الذي يجب أن نتذكر عن أفريقيا هو أن أكثر زراعتهم تعتمد على المطر. |
Liderlik hakkında öğrendiğim bir diğer şey, liderlik ve ünlüler arasında bir fark olduğu, değil mi? | TED | الشيء الآخر الذي قد تعلمته عن القيادة بأن هناك اختلاف بين القيادة والشهرة، صحيح؟ |
Fotoğrafın bize gösterdiği diğer şey ise, buradaki bu güzel mercan ormanı olmasına rağmen resimde hiç balık yok. | TED | الشيء الآخر تظهرك وبالرغم من ذلك توجد هذه الغابه الجميلة من المرجان لايوجد سمك في الصورة |
Yaptığı diğer şey ise şudur, suya temas ettiği anda yayılır. | TED | و الشيء الآخر أنه يأخذ في الانتشار لحظة ملامسته للماء |
Talebi artırmaya devam ederken yaptığımız diğer şey ise, fiyatlarla bir çeşit bul karayı al parayı oynamak. | TED | الشيء الآخر الذي قمنا بعمله مع ما نقوم به من الاستمرار في زيادة الطلب هو أننا نقوم باللعب مع التكاليف بصورة ما |
Kutladığım diğer şey ise bu yıl, tüm hayatıma kıyasla daha iyi şeyler yapmış olmamdı. | Open Subtitles | الشيء الآخر الذي كنت أحتفل به كان فعلي لأشياء جيدة خلال هذه السنة أكثر مما عملته طوال حياتي |
Filmler hakkında öğrendiğim diğer şey ise, özel efeklerin aldatıcı olabileceğiydi. | Open Subtitles | الشيء الآخر الذي تعلمته عن الأفلام هو أن التأثيرات الخاصة قد تكون مخادعة |
diğer şeyi. Düşündüğü şeyi. | Open Subtitles | الشيء الآخر أنها كانت تفكر بشيء |
Baksana, diğer şeyi de müzik olmadan yapabilir misin? | Open Subtitles | لا تقلقي، أنتِ لن تستطيعين كتابتها حتى مع وجود الموسيقى اسمع.. هل تستطيع عمل الشيء الآخر ... |
Başka bir şey daha var o da moda tasarımcılarının bu taklit kültüründe ayakta kalabilmek için kendilerini taklit edebilmeyi öğrenmiş olmaları. | TED | الآن الشيء الآخر الذي قام بعمله مصمموا الأزياء للبقاء في هذه الثقافة للنسخ والتقليد هي أنهم تعلموا كيفية تقليد أنفسهم. |
- Diğer şeyden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره الشيء الآخر. |
diğer bir şey de masrafları çok düşürdük. | TED | الشيء الآخر هو أنه لدينا كلفة أقل بكثير. |
Daha sessiz. Yaptığımız başka bir şey ise; yüzünü pürüzsüzleştirdik. | TED | الشيء الآخر الذي قمنا بعمله هو أننا صقلنا الوجه |
Bugün çekini alacaksın ve o konuştuğumuz diğer işi halledeceksin. | Open Subtitles | عليك تسوية أمورك المالية اليوم ونتولى أمر ذاك الشيء الآخر الذي تحدّثنا بشأنه |
diğer konu da şu ki, burası tam olarak kamp sayılmaz. | Open Subtitles | الشيء الآخر إنه ليس بمخيم |
Ya diğer mesele? | Open Subtitles | ماذا عن الشيء الآخر ؟ |