"الشيء المهم" - Traduction Arabe en Turc

    • önemli olan
        
    • önemli şey
        
    • - Önemli olan
        
    • mesele
        
    • Çok önemli sanki
        
    önemli olan, şimdi hepimiz buradayız ve seni gördüğümüze de seviniyoruz. Open Subtitles أنها تخرب الخطة. الشيء المهم أننا كُلنا هنا، ونحن سعداء لرؤيتك
    Ama şuan önemli olan bir devlet dairesinde çok sıkı çalışıyor olması. Open Subtitles و لكن الشيء المهم هو ان .. عملها كرسميه عامه يعتبر صعب
    önemli olan, onu odasından uzak tutmak ki biz gidip arayalım. Open Subtitles الشيء المهم هو إبعادها عن غرفتها بالفندق حتى نتمكّن من تفتيشها.
    ama burada hatırlamamız gereken gerçekten önemli şey o tümüyle kötü değildir. tarım kötü birşeydir değil TED ولكن الشيء المهم الذي يجب تذكره هو أن ليس كل شيء سلبي. الزراعة ليست أمرا سيئا.
    Bana sormak istediğin önemli şey neymiş? Open Subtitles اذا ما هو الشيء المهم الذي تريد ان تسالة لي؟
    Bak asıI önemli olan sonuçta vergi mükelleflerinin binlerce dolarını kurtardık ve evimdeki "Arananlar" duvarımda bi kişilik yer açıIdı Open Subtitles أنظر، الشيء المهم هو أنّنا وفرنا على دافعي الضرائب آلاف الدولارات وأنا لدي لوح جديد في المنزل لأكبر مطلوبي العدالة
    Ama önemli olan şey bu tür şeyleri birlikte atlatmamız. Open Subtitles لكن الشيء المهم هو . أن نتخطى هذه الأمور معاً
    Gayla ile ilgili asıl önemli olan şey, sıradan olması. TED الشيء المهم جدًا بشأن غايلا هو بأنها عادية.
    Benim için önemli olan bunların bağlam içinde ortaya konmuş çözümler olmasıdır. TED الشيء المهم بالنسبة لي هو أن هذه هي حلول تم حلها ضمن محيط معين.
    ve bence önemli olan bu detayların değişebileceğini fark etmek ve birden fazla farklı nedenden dolayı uyuyor olabiliriz. TED وأعتقد أن الشيء المهم أن ينبغي إدراكه هو أن التفاصيل ستختلف، ومن المحتمل أننا ننام لعدة أسباب مختلفة.
    önemli olan işe yarayan bir sistem başlattık ve bu kaynağa inen bir yaklaşım. TED الشيء المهم هو أننا وضعنا نظامًا وتم العمل به وهو منهجية دعوتها أنا بمنهجية المنبع
    önemli olan tek şey üç boyutlu şekildir. Bu şekil molekülün nereye uyup nereye uymadığını ve nasıl etkileşime geçtiğini gösterir. TED الشيء المهم هو الشكل ثلاثي الأبعاد وأين المكان الملائم للجزيء وغير الملائم وما هي المسارات التي تتداخل معها
    Asıl önemli olan şey kendimizi ıstıraptan kurtarmamız. TED الشيء المهم حقاً هو تحرير أنفسنا من المعاناة.
    önemli olan, Steve'in bunu demesi ve Jim'in dövüşü reddetmesi. Open Subtitles الشيء المهم أن ستيف قال هذا وجيِم رفض المحاربة
    önemli olan buraya zamanında gelmem ve sizin iyileşecek olmanız. Öyle değil mi Doktor? Open Subtitles الشيء المهم أني وصلت في الوقت المناسب وأنك ستكونين بخير، أليس كذلك يا دكتور؟
    önemli olan şey şu, bundan emin olmanı istiyorum. Open Subtitles الشيء المهم أني أريدك أن تكوني متأكدة منه
    Tam olarak ifade edemiyorum. AsıI önemli olan şey, nefes alması. Open Subtitles لا أستطيع التعبير عنه بكلمات إن الشيء المهم ، التنفس
    Bana söylemen gereken bu kadar önemli şey neydi? Open Subtitles إذاً ما الأمر؟ ما هو الشيء المهم الذي أردتِ أن تخبريني به؟
    Frank'e göre bu oyundaki tek önemli şey para. Open Subtitles فرانك يقول .. ان الشيء المهم في هذه اللعبة هو المال
    Ama en önemli şey hafızanı tamamen kaybetmemiş olman. Open Subtitles لكن الشيء المهم أنك لا تعانين من فقدان ذاكرة كامل.
    - önemli olan, Sayın Hâkim değiştirilen sakinleştirici diğeri kadar etkili ve 10 yıldır bütün temyiz başvuruları reddedilen bir idam cezasını Bay Gardner sadece geciktirmeye çalışıyor. Open Subtitles الشيء المهم ، حضرتك ان المخدر البديل بنفس فعالية ذاك الدواء و ان السيد غاردنر يحاول ان
    mesele şu ki Sox sadece kaybetmiyor, bunu bir sanatla yapıyorlar. Open Subtitles و الشيء المهم الجوارب لم يخسروا فقط بل زادوا الخسارة بطريقة فنية
    - Çok önemli sanki. - Özellikle yaptım. Open Subtitles الشيء المهم انه كان متعمد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus