Bütün olayı unuturum.Davalar yok,suçlamalar yok. | Open Subtitles | سأنسي الشيء بأكمله. لا دعاوي، لا إتهامات مضادة. |
Aslında Bütün olayı kadın yönetiyor. | Open Subtitles | في الحقيقة، هي تحرّض الشيء بأكمله. |
Bütün olayı Eric'in kafasını karıştırmak için uydurdum. | Open Subtitles | أنا تَجمّلتُ الشيء بأكمله فقط لتَخريب الرئيسِ eric. |
Bütün bu ekose etek olayı, benim fikrim miydi? | Open Subtitles | لذا, كل هذا الشيء بأكمله , فكرتي؟ |
- Bu ekose etek olayı benim fikrim miydi? | Open Subtitles | - لذا كل هذا الشيء بأكمله, فكرتي؟ |
Bütün olayı kaçırabilirsin. | Open Subtitles | و ستفتقد الشيء بأكمله |