Eğer birgün inandıklarım, başkalarının inandıklarını göremeyeceğim kadar sert ve katı bir hal alırsa, yada eğer partime olan sadakatim ülkeme olanın önüne geçerse, | Open Subtitles | لو أستطيع الوصول لهذه النقطة حيث مذهبي في غاية الصرامة بحيث لا أستطيع أن أرى من منظور آخر |
Okula gittiğim zamanlarda, oldukça sert bir hocam vardı. | Open Subtitles | حينما كنت فى المدرسة، كان لدىّ مُعلّم غاية فى الصرامة |
sert ve cesur olmayı, vazgeçmemeyi öğrenmeni istemiştim. | Open Subtitles | أردت لك أن تتعلمي الصرامة والشجاعة وعدم الإستسلام |
Son derece katı, muhtemelen senin baban gibi ama Cylonlar saldırdığında, saygı ve onur hiçbir boka yaramadı. | Open Subtitles | شديد الصرامة و ربما مثل رجلك الكبير لكن عندما هجم السيلونز , كل واجبه وفخره لم يٌضاف إلى حد جاثم |
Sıcaklık 34 derece. Demek ki kurbanımız dört saat önce ölmüş, katılaşma ve morarma bunu doğruluyor. | Open Subtitles | وهذا يعني الضحية الخاص ميتا ل أربع ساعات، الصرامة والرمية تؤكد ذلك. |
Ne sert olmayı ne cesur olmayı ne de inançları için birilerine karşı çıkmayı öğrendi. | Open Subtitles | ولم يعلمك الصرامة أو الشجاعة أو مواجهة إداناته |
Bu sert yüzü takıntığın sürece bir şey söylememeyi tercih ediyorum. | Open Subtitles | أفضّل ألا أخبركِ وعلى وجهكِ ملامح الصرامة. |
Bütün kız arkadaşlarına böyle sert mi davranır? | Open Subtitles | هل هي بهذه الصرامة مع جميع صديقاتك؟ |
sert, yoğun ve sert. | Open Subtitles | الصرامة, هي الصرامة. |
Çok sert olduklarını duymuştum. | Open Subtitles | -نعم. لقد سمعتُ أنهم غايةً في الصرامة . |
Böylesine katı bir yer olacağı hiç aklımdan geçmezdi. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنه قد يوجد مكان بهذه الصرامة |
Hadi ama düşes, bu kadar katı olmaya gerek yok. | Open Subtitles | حنانَيْك، أيتها الدوقة، لا داعيَ لارتياد الصرامة. |
Mormonlar kadar katı değiller sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنهم ليسوا بتلك الصرامة كصرامة المورمون. |
Vücut ısısına ve katılaşma durumuna göre 7-8 saat önce ölmüş. | Open Subtitles | درجة حرارة الجسم وحالة من الصرامة يدل على أنه ميت منذ 7-8 ساعات |
katılaşma başIıyor. | Open Subtitles | إعداد الصرامة في. |