Yazılımlarımızı en faydalı şekilde nasıl kullanacağımızla ilgili dersler verirdi. | Open Subtitles | قام بتعليم العديد من الصفوف الطريقة المثلى لإستخدام برنامج حاسوب. |
derslere gitmek yerine, mahkemelere gidiyorlar. | TED | يذهبون إلى جلسات المحاكمة بدلًا من الصفوف. |
dedi En üstteki sımsıkı sıra gerçekten rüzgar ve tozu tutabiliyor. | TED | الآن ، الصفوف الضيقة في الأعلى, يمكنهم حقا صد الرياح والغبار. |
Ve orada arka sırada oturan eleştirmenlerin neredeyse hepsi, | TED | وكان يظن المراقبون اللذين يجلسون في الصفوف يتابعون |
Ama benim gerçekten ilgilendiğim hiç bir dersleri yok, özellikle astronomi. | Open Subtitles | لكن ليس لديهم الصفوف التي أهتم بها حقاً خصوصاً علم الفلك |
Aşırı sağcı filozoflar barbar istilası hakkında kehanette bulunadursun barbarlar sınıfta! | Open Subtitles | بعض الفلاسفة يتنبؤون بهجوم البربر. والبربر موجودون هنا في الصفوف الدراسية. |
Evet, ders arasında onu görebilmek için iki kat aşağı iniyorum. | Open Subtitles | أجل, أبتعد عن طريقي بطابقان بين الصفوف لكي أتمكّن من رؤيتها. |
Üst sınıfa geçmeden ev ödevi yapamaz. | Open Subtitles | لن يكون لديها واجب منزلي قبل الصفوف العليا |
Ve umarım bütün birinci sınıf gözetim miksleri de vardır. | Open Subtitles | أمل فقط أن تحصل عليه جميع الصفوف في العالم نعم |
sınıflar, müdürün verdiği tarih ve Fransızca derslerine göre ayrılmıştı. | Open Subtitles | لقد قُسمت الصفوف بين الناظر الذي يعطي التاريخ واللغة |
Beni ne kahrediyor, biliyor musun okuduğum bütün kitaplar, aldığım dersler gönüllü olarak çalıştığı düşkünler evinde tanıştığım insanlar hepsinden hoşlandım. | Open Subtitles | و الصفوف التي حضرتها الأشخاص الذين قابلتهم في متزل الكبار حيث تتطوّع. انا أحبهم كلهم |
Gelecek hafta dersler başlayınca ne olacak? | Open Subtitles | ماذا سيحدث الأسبوع القادم عندما تبدأ الصفوف |
Bu derslere katılmama izin vermeniz gerekiyor. Beni dengede tutan tek şey bu. | Open Subtitles | يجب عليكم أن تدعوني أحضر هذه الصفوف انها التي تبقيني متوازناً |
Bu derslere katılmama izin vermeniz gerekiyor. Beni dengede tutan tek şey bu. | Open Subtitles | يجب عليكم أن تدعوني أحضر هذه الصفوف انها التي تبقيني متوازناً |
Boraqchin haftalardır, düzgün bir yolculuk ve muntazam bir sıra için onları kontrol ediyor. | TED | كانت برقشين تنسق معهن لأسابيع للتأكد من تمام الانتقال بسهولة وتنظيم الصفوف. |
Ön sırada oturan bazılarınız çok sesli bir şekilde yutkunuyor. | Open Subtitles | البعض منكم في الصفوف الأولى يبتلع بصوتٍ عالٍ |
Splenda çekerek ve dersleri asarak geçen uzun bir günden sonra, bildiği tek yolla acısını dindiriyor mısır nişastası tüttürerek. | Open Subtitles | وبعد يوم طويل من شخير سبليندا و عدم حضور الصفوف هي تقتل الألم بالطريقة الوحيدة التي تعرفها تدخين نشا الذرة |
Bugün, sınıfta bu tür şeyler yazmak kabul edilmiyor. | TED | وما يريد الكتابة عنه ممنوع في الصفوف اليوم |
Ama-Ama sonra kendimi aştım ve önerdiği derslere baktım. ve aslında hepsi de inanılmaz öğretmenler tarafından ders veriliyor. | Open Subtitles | لكن بعدها, تغلّبتُ على نفسي, وبحثتُ على الصفوف التي أشارت عليّ بها, والتي يدرّسون بها مدرّسون رائعون. |
Beni münazara dersine aktardılar ve berbat bir sınıfa düştüm. | Open Subtitles | محظوظ لقد حولت تخصصي بشكل متأخر و حصلت على أسوأ الصفوف |
Şimdi, birinci sınıf temsilcimiz konuşacak. Suzuran'ın bize bilgi ve bizi toplumun sorumlu bireyleri olarak şekillendirecek ahlakı vermesini bekliyoruz. | Open Subtitles | التالي ، بضع كلمات من قبل ممثل الصفوف الاولى نحن نتطلع الى سوزوران بأن تعطينا المعرفة و نقاء الذهن |
Paige sınıflar arasında küçük bir araştırma yapmak istedi. | Open Subtitles | بايدج طلبت مني أن أقوم . بالقليل من البحث بين الصفوف |
sınıflara rekabeti getirdik ve sonuçlar bu kararın doğruluğunu kanıtladı. | Open Subtitles | أدخلنا المنافسة إلى الصفوف الدراسية أما النتائج فتتكلم عن نفسها. |
PA odası okuldaki tüm sınıfları ve konferans odasındaki A/V'leri kontrol ediyor. | Open Subtitles | و غرفة المعلمين تسيطر علي أجهزة العرض في غرفة الإستماع و الصفوف |
Ve Safları sıklaştırarak görüşü engelleyen bir beyazlık oluşturuyorlar. | Open Subtitles | تحتشد الصفوف لخلق عاصفة ثلجية, من المستحيل أن ترى من خلالها. |
Bu arada iş bulup kursa gidebilirsin. | Open Subtitles | في الوقت الراهن ستجدين عملا و ستحضرين بعض الصفوف |
Çok hızlı anlatıyordu. derse kaydolduğunu sandım. | Open Subtitles | يجب أن تذهب بسرعة أعتقد بأنها يجب التسجيل في هذه الصفوف |