| Dronların topladığı akustik veriyi birleştirmeye başlayınca, bir resim ortaya çıkmaya başlar. | TED | فبمجرد تثبيت البيانات الصوتية المجمعة بواسطة المراكب المسيرة، تشرع الصورة في الظهور. |
| Evet, ve o resim sömestre başlamadan önce kontrol ettiğim veritabanında duruyor. | Open Subtitles | تلك الصورة في قاعدة البيانات، والتي أدققها قبل أن أبدأ الفصل الدراسي |
| -Şömine rafındaki resim Pradeep ve Bayan Singh koltukta oturuyorlar. | Open Subtitles | الصورة في نهاية رف الموقد,انها تظهر براديب و السيدة سينغ |
| O zamandan beri bu resmi başka hiçbir yerde görmediniz mi? | Open Subtitles | ولمْ ترَ تلك الصورة في أيّ مكان آخر منذ ذلك الحين؟ |
| Günümüzde resmi daha çok bu şekilde çizmeliyiz, bu NASA'dan ve görüyorsunuz ki Dünya'nın yörüngesi oldukça küçük. | TED | اليوم يمكن أن نرسم الصورة في هذا الشكل هذه من ناسا و نرى فيه أن مدار اﻷرض ضغير جدا |
| O görüntüyü asla aklımdan çıkaramayacağım. | TED | لن أتمكن من التخلص من تلك الصورة في عقلي. |
| Bu görüntüyü kalbinde saklamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تضعي هذه الصورة في قلبك وتحفظيها بداخله |
| Ve bu da basitçe, eğer bu resim dosyasını bir Windows bilgisayarda görüntülemeye çalışırsanız bilgisayarınızı ele geçirip kodu çalıştırdığı anlamına geliyor. | TED | وذلك يعني اساسا اذا اردت رؤية هذه الصورة في حاسوب ويندوز الخاص بك في الواقع هي تسيطر على حاسوبك وتشغل شفرات |
| RW: Ekrandaki resim, Disney mi? | TED | ريتشارد: الصورة في الشاشة هل هي لديزني؟ |
| Aşağıdaki resim vücut hareket etmeyi durdurduğunda ve hayvan robotik bir araç ya da sayısal bir avatarı kontrol ettiğinde ne olduğunu gösteriyor. | TED | الصورة في الأسفل تكشف ما يحدث عندما توقّف الجسم عن الحركة و يبدأ الحيوان في التحكّم بأداة روبوتية أو آفاتار رقميّ. |
| Bu resim Adrianne ile Spaulding Rehabilitasyon Hastanesi'nde tanıştığımda çekildi. | TED | قابلت إدريان عندما إلتُقطت هذه الصورة في مستشفى سبولدينج لإعادة التأهيل |
| Bu resim oldukça ilginç, çünkü sanırım bunu üç yıl önce yapmıştık, | TED | هذه الصورة في غاية التشويق, في الحقيقة لأنني أظن اننا فعلناها منذ 3 سنين, |
| Sağ alt köşedeki resim yapmış olduğum bir çarpışma testi kuklası işiydi. | TED | الصورة في الاسفل على الجهة اليمنى هناك هي صورة لاختبار ارتطام كنت أُأديه |
| İki şekilde de, bu resim yarın El Feneri'nin kapağında olacak. | Open Subtitles | في الحالتين سأنشر هذه الصورة في الصفحة الأولى غداً |
| Bayan tuvaletindeki resim eğik duruyor. Git de düzelt. | Open Subtitles | إن الصورة في حمام السيدات تحتاج إلى تعديل إذهب و اصلحها |
| Evet ve bu resim kazanın olduğu gece çekilmiş. | Open Subtitles | نعم, وقد تم التقاط هذه الصورة في ليلة الحادث. |
| 1980 yılında bu resmi görseydiniz sizlerin de merak edebileceğiniz kadar merak içindeydik. | TED | لقد كنّا فضوليين، فضوليين بقدر فضولكم لو عرضت عليكم هذه الصورة في عام 1980. |
| Ailenin kişisel manevi danışmanı, hastalarına başarısızlıklarını hatırlatmak ve onları manevi gelişime teşvik etmek için o resmi kitaba çizmiş olabilir. | TED | على الأرجح، رسم المستشار الروحي الخاص بالعائلة هذه الصورة في الكتاب لتذكير عملائه بإخفاقاتهم وتشجيع نموهم الروحي. |
| Dün dördüncü bölgedeki üç kamerada görüntüyü kaybettik. Büyük ihtimalle vandalizmdir bakım/onarım inceleyecek. | Open Subtitles | فقدنا الصورة في 3 كميرات في المنطقه الرابعه ربما تكون أعمال تخريبيه |
| Bu görüntüyü hafızalarınıza kazımak istiyorum. | Open Subtitles | أردت فقط أن ترسخ هذه الصورة في بالكم هذا هو الفرق |