"الضيق" - Traduction Arabe en Turc

    • Dar
        
    • daracık
        
    • sıkı
        
    • küçük
        
    • küçücük
        
    • sıkışık
        
    • tayt
        
    • taytın
        
    • Taytlı
        
    Fakat çöküşü iki yıl sonra Dar Manş Denizi'nin karşısındaki birinden kaynaklandı. TED و لكن يأتي الطوفان فقط بعد سنتين عبر البحر الضيق للقناة الإنجليزية.
    Önceden olan "normal" düşüncesini kabul edebilirim -- normal güzeldir ve bu oldukça Dar "normal" algısının dışında her şey kötüdür. TED إما أن أتقبل الفكرة القائمة على أن الطبيعي هو الجيّد، وأن أي شيء عدا ذلك النطاق الضيق لتعريف الجيد يعتبر سيئاً.
    Yakında Dar Deniz'i geçecek ve babanızın tahtını geri alacaksınız. Open Subtitles قريباً ستخرج من مملكة عبر البحر الضيق وستسترد عرش والدك
    Çünkü o daracık, küçük elbisenin içinde bana zor anlar yaşatıyorsun. Open Subtitles لأنك تصعبين على الأمور بسبب هذا الثوب الضيق
    O daracık koridorda, sayıca üstünlüklerinin hiçbir önemi kalmayacak. Open Subtitles وفي ذلك المعبر الضيق جموعهم الهائلة ستتحطم
    Gök gürültüsü olursa şu acayip sıkı kazağını giydir ona. Open Subtitles تأكدي ان يلبس القميص الضيق إن كان هنالك عاصفة رعدية
    küçük işlerde olanlar büyümek için gerekli parayı alamıyor ve mikro işler bunlardan doğamıyor. TED وان المشاريع الصغيرة لا تستطيع ان تحصل على التمويل الكافي للنمو وهذه المشاريع الصغرى لا تستطيع ان تتجوز حيزها الضيق
    Hiçbir şeye sahip olamadığım bu küçücük alanda iki ayrı hayat yaşıyorum. Open Subtitles كنتُ أعيش حياةً مزدوجة في هذا الحيز الضيق حيث لا يحدث شيء
    Daha ziyade Dar siyah elbisenin cüretkar dekoltesinden görünen süt beyazı tene falan. Open Subtitles نوع اخر من الزي الداكن الضيق المصنوع من الجلد المصفف ضد المرمر المشقق
    Tony gibi bir herif istedi, havalı saçları, Dar kotlarıyla falan. Open Subtitles هي كانت تريد رجل مثل توني هو وشعره المائل وبنطاله الضيق.
    Şu sıralar Dar Deniz'i geçiyor babasının tahtını almayı umuyor. Open Subtitles وهي تبحر الآن عبر البحر الضيق آمله استعادة عرش والدها
    Bu eski bir bar gibi Dar merdivenli bir yerden inmekten tamamen farklı bir deneyim, odaya damlıyor gibi oluyorsunuz. TED هذه تجربة مختلفة تمامًا عن الذهاب إلى أسفل الدرج الضيق إلى -على سبيل المثال- حانة قديمة، حيث تسقط إلى الغرفة.
    Toplumun girmemi istediği Dar kalıba girmeyeceğimi anladığımda özgür hissetmeye başladım. TED شعرت بأنني تحررت عندما أدركت أنني لن أكون أبدا مناسبة للقالب الضيق الذي يُريدني المجتمع أن أتكيّف معه.
    Bu insanların çok Dar bir ulusal güvenlik anlayışına sahip olduklarını kanıtlamak istiyorum. TED بإمكاني أن أناقش أن لديهم نوع من الفهم الضيق للأمن القومي.
    Başka bir yol, başka bir yolculuk, babamın tavsiyesine uymak ayrı bir seçenek ve bu Dar yolda devam ediyorum. TED لديّ تجربة أخرى ورحلة أخرى وخيار آخر للعمل بنصيحة والدي، والمواصلة في ذلك الطريق الضيق.
    Bu grubun amacı, GSYİH'nin Dar çerçeveli ölçümüne meydan okumak. TED وأن هدف هذه المجموعة هو تحدي ذلك التركيز المنصب نحو القياس الضيق النطاق للناتج المحلي الإجمالي.
    Xerxes'in ordu mevcudunun hiçbir anlam taşımayacağı o daracık koridora doğru yürüyorduk. Open Subtitles نزحف خلال ذلك المعبر الضيق فما عاد زيركسيس جديرا بالاهتمام
    O daracık geçide girdiklerinde sayıca fazlalıklarının bir önemi kalmıyordu. Open Subtitles قابعة في هذا المعبر الضيق محالٌ حصر أعدادهم
    Kaşiflerin sürünerek geçtiği daracık tünel genişletildi ve muazzam bir çelik kapı ile kilitlendi. Open Subtitles النفق الضيق الذي زحف المستكشفون من خلاله تمت توسعته و أغلق بواسطة باب حديدي ضخم
    Bu kadar sıkı bir düğüm atılırken epey deri hücresi sıyrılmış olmalı. Open Subtitles ربط العقدة بهذا الضيق ربما تكون الكثير من الخلايا عالقة فيها
    Bu kadın, Mama Rose ile tanıştım, kendisi 32 yıldır şu küçük teneke barakayı kiralamış, orada yedi çocuğu ile yaşamakta. TED إلتقيت مع هذه المرأة، الأم روس، التي إستأجرت ذلك الكوخ الضيق لمدة 32 عاماً، حيث تعيش مع أطفالها السبعة.
    O küçücük kafeste kalmaya artık dayanamadım. Open Subtitles لم أستطع تحمل كوني محبوسًا في ذلك المكان الضيق
    Yani sorun, beni o sıkışık yere sokmak. Open Subtitles هذه هي المشكلة, كيف سندخل الى هذا المكان الضيق
    Neden pembe tayt olmasın? Open Subtitles لماذا ترفض الزي الضيق القرنفلي؟ تعلم.
    Kızları o taytın içinde o kadar şişko göstermeleri korkunç bir şey. Open Subtitles من الفظيع أن يلبسون البدينات لبس الرقص الضيق
    Taytlı bir kıyafet giymesen bile. Open Subtitles ليس بسبب فقط أنك ترتدين اللباس الرسمي الضيق لايعنيني

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus