| Sizin için çok güzel taze bir balık da ayırdım. | Open Subtitles | لقد أحضرت أيضاً قدراً طيباً من السمك الطازج من أجلك |
| Babam ve ben şafak zamanı tarlada ağaçlardan taze havuçları toplarız. | Open Subtitles | نزلنا أنا و أبي إلى الحقل، لنلتقط الجزر الطازج من الأشجار |
| Ama düşününce de erken kalkan kuş taze eti kapar. | Open Subtitles | لكن مجدداً , من يصل أولاّ يحصل على البيض الطازج |
| Benim için, iyi hazırlanmış bir baget, fırından çıkmış taze, karmaşıktır, fakat körili soğan yeşil zeytin haşhaşlı peynirli ekmek karşıktır. | TED | بالنسبة لي .. الرغيف الفرنسي الطازج الخارج من الفرن متشعب.. بينما خبز البصل والزيتون الاخضر بالجبن .. هو التعقيد.. |
| '30'lar sonrası, yol şebekesi genişledi, kamyonlar demiryolunun yerini aldı, taze gıda daha çok seyahat etmeye başladı. | TED | ومنذ الثلاثينات، توسعت الطرق، أحتلت الشاحنات مكان القطارات، أصبح الطعام الطازج يسافر لأماكن بعيدة. |
| Ancak birkaç saat sıcak koşullarda bırakıldığında, taze süt ekşimeye başladı. | TED | ولكن تركه في درجة حرارة دافئة لساعات عديدة، أدّى إلى تحول الحليب الطازج إلى حامض. |
| Ve burada yaşayan halkın artık sağlıklı ürün ve taze gıdalar alabileceği bir yer var. | TED | ويتوفر لدى الناس في المجتمع مكان حيث يمكنهم شراء الطعام الصحي الطازج. |
| Detroitliler kültürel açıdan, taze, lezzetli yiyeceklere açlar. | TED | يتوق سكان ديترويت للطعام المناسب ثقافيًا، الطازج والصحي. |
| abur cuburdan, taze besinlere çevirecek sürdürülebilir bir fon buldum. Yılda okul başına 6.500 Dolar. | TED | لإخراج كل مدرسة في المنطقة، من الطعام غير المرغوب فيه، الى الطازج. ستة آلالف ونصف لكل طفل. |
| Tek sorunumuz adamlara taze et bulabilmek. | Open Subtitles | كل ما يجب أن نقلق بشأنه .هو توفير اللحم الطازج للأولاد |
| Bugün fırında birşey yapmışsınız. Sizde taze ekmek kokusu alıyorum. | Open Subtitles | . أنتِ خَبزتي اليوم أستطيع أن أشم رائحة الخبر الطازج عليكِ |
| Dört taze yem bulabilirim. | Open Subtitles | أعرف أين يمكنني إحضار أربعة من الطُعم الطازج |
| Aile üyelerinin bugünü bir arada pirinç, bezelye ve taze balıkla kutlayacağını zannediyorduk. | Open Subtitles | ويفترض أن يحتفل جميع أفراد العائلة معا بهذا اليوم بـِأرزْ الفاصولياء الحمراء والسمك الطازج |
| taze ekmek. Kekler. Meyve. | Open Subtitles | الخبز الطازج , الكعك , الفاكهة السجق , أفضل الأطباق |
| taze maruldan sonra. | Open Subtitles | انه أفضل شئ بعد الخس الطازج الكامل النمو |
| taze ekmek. Kek. Meyve. | Open Subtitles | الخبز الطازج , الكعك , الفاكهة السجق , أفضل الأطباق |
| taze cevizler dilinde çiğ bir tad bırakır ve bu hala böyle... | Open Subtitles | والجوز الطازج كان يجعل من لسانه فجاً، ولا زال هذا الشئ يحدث الآن |
| Pazar sabahları. taze ekmek için sıraya girmem gerekmiyordu. | Open Subtitles | لم يكن علي الإنتظار بطابور المخبز مبكراً للحصول على الخبز الطازج |
| Moody, Mahtob, Baba! Gelin! taze, ev yapımı limonata var. | Open Subtitles | مودي, ماهتوب, ابي هيا, صنعت عصير الليمون الطازج |
| "Genç taze etten daha çok sevdiğim bir şey yok. " | Open Subtitles | قال: لا أحب شيئا أكثر من اللحم الطري الطازج |