Eğer bu ambulansın güzergahını bulabilirsek o zaman doğru yolda ilerlemeye başlamış oluruz. | Open Subtitles | لو اكتشفنا فى اى اتجاه كانت تتجه سياره الاسعاف سنواصل على الطريق الصحيح |
Dedemin benim için belirlediği yol doğru yol mu diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أتساءل فحسب إن كان طريق جدى يفرض علىّ الطريق الصحيح كى أتبعه. |
Fakat bu tehlikeli olabilir, ve sen doğru yolu bildiğinden bile emin değilsin. | Open Subtitles | لكن, قد يكون الأمر خطراً, و أنت حتى لست متأكدة من الطريق الصحيح |
Sürekli Allah'ı hatırda tutmalıyız ki; bizi doğru yoldan ayırmasın. | Open Subtitles | نحن نحتاح هذه الصلوات والخشوع والتذكرة بالله لتعيدنا الى الطريق الصحيح |
Emin olmadığım tek şey doğru iz üzerinde olup olmadığımız. Hayır! | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى لست متأكدة منه هو أن نكون على الطريق الصحيح |
Anlıyorum ama en azından doğru yolda olup olmadığımı anlamam için dosyalarınıza bakabilirsiniz. | Open Subtitles | أنا أقدر هذا لكن ربما يمكنك فحص الملفات و تتأكدى أننى فى الطريق الصحيح |
doğru yolda gidiyoruz, Büyük Vadi ye! | Open Subtitles | نحن نسير فى الطريق الصحيح الطريق الى الوادى العظيم |
Öğrenecek çok şeyi var ama doğru yolda ilerliyor. | Open Subtitles | لديه الكثير ليتعلمه لكنه يسير في الطريق الصحيح إلى أين ؟ |
- Bizi dinlemeyecekler. - Genç adam, bazen doğru yol en kolay olanı değildir. | Open Subtitles | ايها الشاب احيانا يكون الطريق الصحيح ليسهوالطريقالأسهل. |
Şu an bile, savaşıyorum çünkü bunu doğru yol olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | حتى الآن، أحارب لأني أؤمن أنني اتخذت الطريق الصحيح |
Bunun doğru yol olduğuna emin misin? | Open Subtitles | أنتَ هناك، هل هذا هو الطريق الصحيح حقاً؟ |
Hayat yolumun ortasında doğru yolu kaybedip kendimi karanlık bir ormanda buldum. | Open Subtitles | في منتصف رحلة حياتي وجدت نفسي وسط خشب اسود لأضعت الطريق الصحيح |
Siz bize doğru yolu gösterin, biz oradan evimize döneriz. | Open Subtitles | وجهونا إلى الطريق الصحيح فحسب، وسوف نعثر على طريقنا للوطن |
doğru yolu gösterdiğin nesiller dolusu insan seni sevgi ve gururla anacak. | Open Subtitles | الأجيال التي وجهتها نحو الطريق الصحيح تتذكرك بلهفة |
Herşey, seni doğru yoldan çıkarmak için olacak. | Open Subtitles | سيفعل كل شئ، حتى يثنيك عن أختيار الطريق الصحيح |
Eğer zaten doğru iz üzerindeyseniz, ilgiyi soruşturmanızdan profil oluşturmaya kaydırmak zaman ve kaynaklarınızın israfına neden olabilir. | Open Subtitles | ان نسحب التركيز من تحقيقك و بناء وصف قد يكون مضيعة للوقت والموارد ان كنت سلفا على الطريق الصحيح |
Bu çocuk hep beni doğru yola sevkeder koşulsuz çekip çevirir. | Open Subtitles | هذا الفتى يدفعني دومًا في الطريق الصحيح و يجذبني بدون شروط |
Üzgünüm, ama bunu doğru şekilde yapacak vaktim yok. | Open Subtitles | آسف ، لكن ليس عندي وقت للعمل فى الطريق الصحيح |
Harita kontrolü yaptık ve hala Doğru yoldayız gibi görünüyor. | Open Subtitles | نحن فقط عملنا مراقبة خريطة , ونحن ما زلنا على الطريق الصحيح. |
En azından Pettengil doğru yöne gidiyor. | Open Subtitles | على الأقل بيتينجيل كان يتجه فى الطريق الصحيح |
Tam olarak bilmiyorum. Bir arkadaşı işleri yoluna koymasına yardım ediyordu. | Open Subtitles | لا أعرف بالضبط، كان صديق يحاول مساعدته للعودة إلى الطريق الصحيح. |
Yani görünüşe göre Galen aslında uyku halindeyken beyne sıvının hücum ettiğini yazarken Doğru bir iz üzerindeymiş. | TED | لذلك يبدو أن جالين قد كان حقيقةً على الطريق الصحيح نوعًا ما حين كتب عن سائل يتدفق خلال المخ حين يأتي النوم. |
Umulan sınırlardayız. - Kanaldayız. Her şey yolunda. | Open Subtitles | المركبه فى الطريق الصحيح نسلك الطريق الصحيح بدون مشاكل |
Belki ama en azından Doğru yönde hareket ediyormuş. | Open Subtitles | حسنا ربما, ولكن على الأقل حاول المشي في الطريق الصحيح |
# doğru yoldayım bebeğim, ben bunun için doğmuşum. # | Open Subtitles | أنا لست في الطريق الصحيح ♪ ♪ ياحبيبي لقد ولدت هكذا |
Bitti. Şimdi doğru yoldasın. Gitmeye devam etmelisin. | Open Subtitles | أنت الآن على الطريق الصحيح استمرّ لأنه ابنك .. |