normal öğrencilerin olağanüstü becerileri olduğunun farkındalar ve öğrenme imkanlarını kişiselleştiriyorlar. | TED | أدركوا بأن الطلاب العاديين يملكون مواهب استثنائيةـ فقاموا بتعديل فرص التعلم. |
Ama diğer normal homosapyenler gibi. ...bunu bir kerecik gece yapmak istiyorum! | Open Subtitles | ولكن بمره واحده اريد ان اقوم به بالليل مثل باقي البشر العاديين |
- Ben Budist veya Amislerden bahsetmiyorum. normal insanlardan bahsediyorum. | Open Subtitles | لا أتحدث عن البوذيين أو الهاميش أتحدث عن الناس العاديين |
sıradan insanlar... sol eğilimleri var diye kara listeye alınıyor. | Open Subtitles | من الناس العاديين هناك القائمة السوداء عن وجود الانتماءات اليسارية |
Wall Street'ten Mohammed Mahmoud Street'e sıradan insanların bu arzularını anlamak hiç bu kadar önemli olmamıştı. | TED | من وول ستريت لشارع محمد محمود، لم تكن أبدا أكثر أهمية فهم طموحات الناس العاديين. |
sıradan insanların kahraman olabildiklerini öğrendim. | TED | تعلمت كيف يتحول الأشخاص العاديين إلى أبطال .. |
Benim dünyadaki görevim normal bir insandan daha çok çalışmak oldu. | Open Subtitles | مهمتي هنا على الأرض أن أعمل بجدية أكثر عن الزملاء العاديين |
Herhangi bir savaşta olduğu gibi savaşın kahramanları normal işleri olan normal insanlardır. | Open Subtitles | وكما في أي حرب، فالأبطال هم هؤلاء العاديين الذين يعملون في وظائف عادية |
Evet, çünkü onlar gerçekten sosyal kulüp, normal insanlarmış gibi takılıyorlar. | Open Subtitles | نعم, لأنهم النوادي الاجتماعية في الواقع مثل التسكع مع الاشخاص العاديين |
normal bir çocuğun paralel evreninde yaşayan ufak bir uzaylı gibiydim. | Open Subtitles | كنت مثل مخلوق فضائي يعيش على كوكب بديل عن الأطفال العاديين |
Evlat, normal insanlar sevdiklerine veda ettiğinde huzura erme hissi duymak isterler. | Open Subtitles | وهذا عابث والتر ؟ بني , الاشخاص العاديين يحتاجون الشعور الى الاغلاق. |
Eğer bir uyuşturucu satıcısının peşindeysek, normal insanlara öylece gidip sormayız. | Open Subtitles | انظر، عندما نسعى خلف تاجر مخدرات لا نتحدث إلى المواطنين العاديين |
Üç jenerasyon önce normal insanların hikayelerinin kayda geçmesi için insan tutmamız gerekirdi. | TED | ومن منذ ثلاثة أجيالا كان يجب أن ندفع الناس للخروج من بيتوهم و يلتقطوا صورا للأشخاص العاديين. |
Bunu çocukların normal yetişkinlerden daha farklı bir psikolojiye sahip olduklarını hatırlamak için söyleriz | TED | ونقول ذلك لنذكر أنفسنا بأن لدى الأطفال فسيولوجيا مختلفة عن الكبار العاديين. |
Senden, benden, normal insanlardan çok uzak görünebilir. | TED | يبدو هذا بعيداً للغاية عنكم وعني وعن الناس العاديين. |
ve sıradan insanların bunu gerçekleştirebilmesi mümkün değil. | TED | و لا يتسطيع الأشخاص العاديين التقاعل معهم |
Ve bence asıl yoğunlaşmamız gereken teknoloji, sıradan insanların da kontrol edebileceği teknolojiler olmalı. | TED | واعتقد أنه يجب علينا ننظر في التكنولوجيا التي يستطيع العمال العاديين التعامل معها |
Baxter, endüstriyel anlamda, sıradan bir insanın iletişim kurabileceği ilk robotlardan. | TED | و أرى باكستر كموجه أولى من روبوت يستطيع الناس العاديين التفاعل معها في ضبط المصانع |
Şunu söyleyerek bitirmek istiyorum, sıradan insanların yaptığı binlerce eylem, bence olağanüstü çalışmalar, aslında sağlıkta iyileşme sağladı ve belki de birazcık da olsa yoksulluğu azalttı. | TED | الآلاف من الناس العاديين هو عمل رائع, بالواقع حسن الصحة و ربما خفض الفقر و لو قليلاً شكراً جزيلاً لوقتكم. |
Görüyorsunuz paravan şirketler... ...sıradan vatandaşlardan ziyade zengin elitlerin yararına olan... ...gizli anlaşmaların merkezindeler. | TED | كنت انظر، شركات شل، أنهم وسط إلى السر الصفقات التي قد تستفيد النخبة الغنية بدلاً من المواطنين العاديين. |
Aristophanes'in komedileri, sıradan insanları kutlarken | TED | احتفت مسرحيات أريستوفانيس الكوميدية بالناس العاديين وهاجمت الأقوياء. |