"العاكس" - Traduction Arabe en Turc

    • Ayna
        
    • Yansıtıcı
        
    • Yansıtmalı
        
    • dönüştürücü
        
    Ayna kutusunu kullanıp ikisini de gönder. Open Subtitles استخدم الصندوق العاكس وأرسل كليهما بعيداً
    değil mi? Ayna nöron sistemi böyle çalışır. TED صحيح؟ هكذا يعمل النظام العصبي العاكس.
    Oxford'da, belki Lewis Caroll'ı kullanabiliriz; kendisi bir Ayna olan New York şehrine bakıp kendimizi görmeye çalışabiliriz veya belki de başka bir dünyaya geçiş yapabiliriz. TED في أكسفورد، من الممكن استخدام نظرة لويس كارول وننظر من خلال الزجاج العاكس والتي هي مدينة نيويورك لنجرب ونرى ذواتنا الحقيقية، أو من الممكن أن نمر من خلال عالم آخر.
    Ben ışık hızına sıçramak için hesapları yaparken Yansıtıcı kalkanı kaldır. Open Subtitles غير اتجاه الدرع العاكس بينما أنا أَعمل الحسابات للنقل الى سرعة الضوء
    Ana silahları yüklerken Yansıtıcı kalkanları kaldır. Open Subtitles غير اتجاة الدرع العاكس و أنا سأشحن الأسلحة الرئيسية
    Yansıtmalı teleskopu icat etti. Tuhaf biriydi. Open Subtitles و اخترع التيليسكوب العاكس.
    - Bir derdim yok. Onun adıyla bir dönüştürücü yapıyorum... Open Subtitles ليست لدي أي مشكلة معه أنا أخترع العاكس باسمه ، أنظري إلى هذا
    Serseri. Tanrım. Ayna kutusunu kullandı. Open Subtitles الوغد، استعمل الصندوق العاكس
    Lütfen sadece bana Ayna kutusunu ver. Open Subtitles أرجوك، أعطني الصندوق العاكس
    Ayna kutusu Oliver'da değil değil mi? Open Subtitles ولم يكن الصندوق العاكس بحوزة (أوليفر) أبداً ؟
    Ayna kutusunu yok ettim. Open Subtitles دمرت الصندوق العاكس
    Ayna kutusu adında bir şey. Open Subtitles يسمى الصندوق العاكس.
    Bu karedeki tek Yansıtıcı yüzey, şu dolap. Open Subtitles السطح العاكس الوحيد في هذا الإطارِ الكاملِ تلك الوزارةِ.
    Bu yüzden eğer bunu suyun içine koyarsam, etrafında gümüş rengi Yansıtıcı bir kaplama görebilirsiniz ve bu gümüş Yansıtıcı kaplama suyun palete dokunmasını engelleyen hava tabakasıdır ve palet kuru. TED لذلك إذا وضعت هذا إلى داخل الماء هنا، يمكنكم أن ترؤن طلاء فضي عاكس حوله، وهذا طلاء الفضي العاكس هو طبقة من الهواء التي تقوم بحماية الماء من ملامسة للمجداف، و تبقى جافة.
    Yansıtıcı Gizemli Kristal'in ışınlarını yakalayacak. Open Subtitles العاكس سيركز أشعة البلورة الداكنة
    O yüzden dedik ki, gelin Alaska'ya gidelim doğal gazdan mikrodalgalar üretelim, onları, yere eşzamanlı bir yörüngeki bir uyduya gönderelim, koyduğumuz Yansıtıcı sayesinde de Japonya'ya yansıtalım. Open Subtitles لذلك قلنا، حسنا ، دعنا نذهب إلى ألاسكا إنشاء أفران ميكروويف طبيعيه من الغاز وإرسالها إلى أحد الأقمار الصناعية في المدار المتزامن للأرض وضع العاكس هناك وإرسله إلى اليابان
    Yansıtıcı bir yüzey yaşam sonrasına geçiş yolu oldu. Open Subtitles السطح العاكس يكون ممراً لما بعد الحياة
    Yansıtıcı kalkanı kaybediyoruz. Open Subtitles نحن نفقد الدرع العاكس
    Yansıtmalı cam. Open Subtitles الزجاج العاكس.
    Peki, bu dönüştürücü nerede? Open Subtitles و هل صنعت هذا العاكس ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus