| Şu hale bakın. Karımın yaşlı terzisi ölmemiştiyse... - Şimdi ölmüştür. | Open Subtitles | إذا كانت خياطتِنا العجوز ما زالَتْ حيّةُ ، لكنها متوفية الآن |
| Bizim yaşlı adam bütün iğneleri bu robot yüzünden köreltiyor. | Open Subtitles | العجوز ما زال يقذف كل رؤوس الإبر على روبوته الملعون. |
| Bunun için bir kutlama yapmalıyız. Bu yaşlı kadında hala hayat var. | Open Subtitles | يمكن أن نسمي هذا احتفالا السيدة العجوز ما زالت على قيد الحياة |
| Her neyse, 90 yaşında hâlâ genç olan yaşlı adamın efsanesi, olgunluk çağında ölmesi çamurlarıyla Vallauris'e yığılması. | Open Subtitles | على كل حال، أسطورة الرجل العجوز ما زال صغيرا وهو في عمر التسعين يموت في عزه، مع كل لوحاته السيئة متكدسة في فالاوريس. |
| Sana yaşlı dostundan bir hediye getirdim adı neydi, uh, T, Z--? | Open Subtitles | أحضرت لك هدية صَغيرة مِنْ العجوز,ما أسمه؟ |
| Şu yaşlı kadın yalancı, değil mi? | Open Subtitles | إذن تلك السيدة العجوز ما هي إلا كاذبة، صحيح؟ |
| Ama bu saf yaşlı adam, hala gerçek olduğuna inanıyor, tam burada, herkesin içinde. | Open Subtitles | لكن هذا الأحمق العجوز ما زال يؤمن أنه موجود بالضبط هنا, داخلنا جميعا |
| yaşlı dostum. Bu saray kimin? | Open Subtitles | أخبرنى أيها العجوز ما هذا القصر؟ |
| Bu yaşlı kadında hala hayat var. | Open Subtitles | السيدة العجوز ما زالت على قيد الحياة |
| - yaşlı kurt'ta hala iş var, değil mi? - Evet. | Open Subtitles | الكلب العجوز ما زال لديه ما يقدمه ,هاه؟ |
| yaşlı adam öldürülmemiş, Mulder. | Open Subtitles | هذا الرجل العجوز ما كان مقتول، مولدر. |
| Hadi ama yaşlı adam, ne kadar zor olabilir ki? | Open Subtitles | هيا، أيها العجوز ما مدى صعوبة الأمر؟ |
| Varsayıyorum ki yaşlı Leydi Grantham fena şekilde karşı çıkıyor. | Open Subtitles | أنا أفترض أن ليدي (غرانثام) العجوز ما تزال معارضة بشدة؟ |
| Ve sonunda yaşlı adam onlarla birlikte çatının üstündeki merdivene tırmanacak güce erişiyor Bütün güvercinler, a la Red Ballon, orada onu beklerler ve onu şehrin duvarları üzerinde bırakıyorlar. | TED | وأخيراً يستجمع الرجل العجوز ما يكفي من القوة التي تمكنه من تسلق السلم والوصول إلى السطح. وجميع الحمام، "ريد بالونز" في انتظاره على السطح، ثم يحملونه فوق جدران المدينة. |
| Penguen, seni yaşlı tüy kafalı? Seni Arkham'dan çıkaran ne? | Open Subtitles | بطريق)، يا دماغ الريش العجوز) ما الذي أخرجك من (آركهام) ؟ |
| "yaşlı bunak" dedim ne bekliyorsun? | Open Subtitles | قلت " الرجل العجوز" ما الذي تفعلينه ؟ |
| Yağıyor, dökülüyor, yaşlı adam horluyor. | Open Subtitles | - 1854) إنها تُمْطِر, إنها تَنْهَمِر, والرجلُ العجوز ما زال يُشَخِّر (بيت من قصيدة مشهوره تُغَنى للأطفال عند النوم) |
| yaşlı Harriet'e söyle seni rahatsız eden nedir? | Open Subtitles | أخبري (هارييت) العجوز ما يزعجك |
| yaşlı Graham'a istediğini vereceğim. | Open Subtitles | يمكنني أن أعطي (غراهام) العجوز ما يريده |