| on kural ve üç anahtar, üzerlerinden geçmeyeceğim çünkü kitap yazmamın nedeni bu, ve internette ücretsiz olmasının da nedeni. | TED | العشرة قوانين و الثلاثة مفاتيح موجودين في الكتاب، لذلك لن أسردهم. و لذلك السبب هو متوفر على صفحات الانترنت مجانا. |
| Yirmi milyon yirmilik. Ve on milyon onluk banknotlardan oluşacak. | Open Subtitles | عشرون مليون من فئه العشرينات عشرة ملايين من فئه العشرة |
| Minnesota'nın on bin gölü olan yer olarak tanındığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرفين بأن مينيسوتا تُعرف بأنها أرض العشرة الآف بحيرة ؟ |
| Doğum süreci başlamış on hastamdan hiçbirisinin genişliği 3 santimetreyi geçmedi yani biraz boşvaktim var ve sen de bu maçı kaçıramazsın. | Open Subtitles | من بين مريضاتي العشرة اللاتي في المخاض الآن لا أحد منهن قد تجاوزت الثلاثة سنتيمترات مما يعني بأن لديّ بعض الوقت الآن |
| Bugün bile hâlâ her ay başında on dolarımı yollarım. | Open Subtitles | حتى هذا اليوم في أول كل شهر أرسل العشرة دولار |
| Babamın babası on Resnick kardeşten biriydi. | TED | إذن والد والدي كان أحد الإخوة ريسنيك العشرة. |
| dedi. O on dakika içinde hızlıca bir karara vardık. | TED | و بسرعة توصلنا لقرار خلال هذه الدقائق العشرة |
| Bunu daha somut hale getirmek için, en çok izlenen ve en az izlenen TED Talk'larda en çok öne çıkan on kelimeye göz atalım. | TED | الآن، لجعل هذا أكثر تركيزاً، لنلقي نظرة على قائمة العشرة الأولى من الكلمات التي ترتبط إحصائياً مع أكثر محادثات تيد تفضيلاً وأقل محادثات تيد تفضيلاً. |
| İşte beni ilgilendiren problem budur son on yıl veya civarında. | TED | إذن إليكم المشكلة التي طالما كنت مهتما بها خلال العشرة أعوام الماضية أو أكثر. |
| Sahip olduğum bütün para o on dolardı. | Open Subtitles | كل المال الذى كان معى كانت تلك العشرة دولارات فقط |
| on yıl sonra ünlenecek herkesi tanır. | Open Subtitles | إنّه يعرف الجميع أولئك الذين سيصبحون مشهورين خلال العشرة أعوام القادمة. |
| Onu bulursak, bir mahkûma yardım ettiği için gelecek on yıl boyunca keşke ölseymişim diyecek. | Open Subtitles | إذا وجدناها على طوافة تساعد قاتل مدان علي الهروب. ستقضي السنوات العشرة القادمة تتمني أنها لم تفعل. |
| Öyle görünüyor ki, yemeği on küçük kızılderili ile yiyoruz, fakat ev sahibimiz olmadan. | Open Subtitles | يبدو اننا سنتناول العشاء مع العشرة هنود الصغار لكن بدون مضيفنا |
| Karım on parmağımın hepsine ip bağlamam gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | زوجتى تقول لى اننى يجب ان اربط خيطا على اصابعى العشرة |
| on gündür kimseyle bağlantı kuramadınız mı? | Open Subtitles | لم تكن قادراً على الإتصال بأى أحد على مدار العشرة أيام الأخيرة؟ |
| "son on yıldır özverili hizmetleri için..." | Open Subtitles | لهؤلاء المكرسين لخدمتي على مدار العشرة أعوام .. |
| son on yıldır, sizi kendi oğullarım gibi yetiştirdim, iyi bir eğitim verdim ve hiç bir şey istedim mi? | Open Subtitles | في العشرة السنوات الماضية,لقد ربيت كلاكما كأبنائي أعطيك تعليم جيداً وهل طلبت مال؟ |
| on yıldır her gün, Loretta bana sade kahve verir. | Open Subtitles | في كل يوم من العشرة أعوام الماضية كانت لوريتا تعطيني كوباً كبيراً من القهوة السوداء |
| on ulusun ittifakında yaşıyor. Diyorum ki... | Open Subtitles | يعيش تحت تحالف الدول العشرة التي كنت أتحدث عنها للتو |
| on tekliğin ona vereceği acı nedenlerden biriydi. | Open Subtitles | كنت على علم أن هذه العشرة آلاف ستوجعه بالفعل |
| - Faturalarınızı saklayın. Yarın sabah saat onda. | Open Subtitles | احتفظوا يايصالاتكم حت العشرة من صباح الغد |
| son 10 yılda, Sosyal Hizmetler 107 aileyi ziyaret etmiş. | Open Subtitles | حسناً, زارت الخدمات الإجتماعية 107 عائلات في الأعوام العشرة الأخيرة |